Peki bu devrenin ne yaptığını nasıl bulacağız? | TED | إذا .. كيف يمكننا معرفة ما تقوم به هذه الدارات الكهربائية ؟ |
Çatışmazken bu grupların ne yaptığını kayda geçiyorum. | TED | أقوم بتوثيق ما تقوم به هذه المجموعات عندما لا تقوم بإطلاق النار. |
ne yaptığını bildiğine emin misin? | Open Subtitles | جيمس ، هل أنت متأكد أنك تعرف ما تقوم به ؟ |
Bence yaptıkları bize insanlar için geliştirebileceğimiz ilaçlarla ilgili çok şey anlatıyor. | TED | وإعتقادي أن ما تقوم به يمكن أن يخبرنا بالكثير عن الأدوية التي يمكن أن نطورها للبشر |
İster inan, ister inanma Büro için yaptıkların için minnettarım. | Open Subtitles | صدق ذلك أو لا أقدر حقا ما تقوم به للمكتب |
Her ne yaparsan yap, başka birisi ödüyor. | Open Subtitles | مهما كان ما تقوم به من عمل,فهناك من يدفع ثمن ما تفعله |
Dinle bak, içeride ne yapıyorsan yap seni yargılayan yok, ben sadece... | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أحكم عليك على ما تقوم به في الداخل |
Bu yaklaşımın dagitim merkezinin içinde etkin olarak yaptığı şey onu büyük ölçüde eşzamanlı işleyen bir motora çeviriyordu. | TED | ولكن إن ما تقوم به هذه الطريقة بفاعلية داخل العاصمة هو تحويلها إلى محرك معالجة موازٍ ذو نطاق واسع. |
Ama internette ne yaptığınıza neden hoşlandığınıza ve ilgilerinize dair çokça bilgi ediniyorlar. | TED | ولكن يمكنهم الحصول على معلومات أكثر حول ما تقوم به على شبكة الإنترنت حول ما يعجبك ، وما يثير إهتمامك. |
ne yaptığını bilmiyorum ama benim bulduklarımdan daha önemli olamaz. | Open Subtitles | لا أعلم ما تقوم بفعله لكن يستحيل أن يكون أهم مما لدي |
Zeka ne yaptığını nasıl yaptığın kadar etkilemez. | Open Subtitles | إن الذكاء لا يحدد ما تقوم به بكثرة على أساس كيفية قيامك به بشكل فعال |
ne yaptığını anlatsan, daha iyisi bunu niye yaptığını iyi bir başlangıç olurdu. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانك شرح ما تقوم به أو الأفضل من ذلك ، لماذا تفعل ذلك فهذه ستكون بداية جيدة |
ne yaptığını biliyorlar. TV'de gördüm. | Open Subtitles | أعلم ما تقوم به لقد رأيت هذا على التلفاز |
Devriyelerinizin ne yaptığını dün gece yolda gelirken gördüm. | Open Subtitles | قد رأيت ما تقوم به دورياتكم على الطريق ليلة أمس |
Bütün toplulukların her yaz yaptıkları şey budur. | TED | هذا ما تقوم به الطائفتين في كل صيف في كل طائفة، |
Burada yaptıkları şey kanserli bir tümörü yok etmek. | TED | في الحقيقة، فإن ما تقوم به هنا هو تدمير ورم سرطاني. |
O insanları öldürmen, bütün yaptıkların kızının anısını yok ediyor ve çektiğin acının aynısına sebebiyet veriyor. | Open Subtitles | بقتلك لجميع أولئك الناس كل ما تقوم به هو تدمير ذكرى ابنتك و تتسبب بنفس الألم الذي تعاني منه |
ne yaparsan yap, kendine iyi bak. | Open Subtitles | لذا ، فأياً كان ما تقوم به ، فقط تأكد أن تحرص على نفسك منه |
Dışarıda her ne yapıyorsan beni çok korkuttuğunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم بأنّ ما تقوم به في الخارج يُخيفني كثيراً.. |
Termal enerjinin yumurta moleküllerine yaptığı şeyi, mekanik enerji ortadan kaldırır. | TED | ما تقوم به الطاقة الحرارية لجزيئات البيضة يمكن عكسه بالطاقة الميكانيكية. |
İşte ne yaptığınıza nasıl değer biçeceğiniz, size sezgisel ve analitik arasındaki dengeden söz ettim. | TED | هاهنا انت تحاكم ما تقوم بفعله لقد تحدثت عن ذلك التوازن بين البديهية والتحليلية |
İnan bana, yaptığın şeyin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Gerçekten biliyorum. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنّ ما تقوم بهِ مُهم، ثق بي، أعلم ذلك. |
ne yaptığınızı biliyorsanız, ve satın alıyorsanız o zaman satın alma zamanıdır. | Open Subtitles | إذا كنت تعرف ما تقوم به وأنت تشتري، فقد حان وقت الشراء. |