| Sorunumuza en doğru çözümün bu olduğundan Hala emin değilim. | Open Subtitles | ما زلتُ غير متأكدة أنَ هذا هوَ الحَل الأفضَل للمُشكلَة |
| Hala dünyayı kurtarmak istiyorum. Sadece bunu bazıları olmadan da yapabilirim. | Open Subtitles | ما زلتُ أريد إنقاذ الكوكب، لكن بعض الأشخاص لن أحتاجهم لذلك. |
| Hala işin o kısmında iş yürüten bir grup adam tanıyorum. | Open Subtitles | ما زلتُ أعرف مجموعة من الرجال يعملون بذلك الجانب من العمل. |
| Peki, ama yine de kusmağı istemene sebep olan duygular hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أقرفني حسناً ، لكن ما زلتُ أريد الحديث عن المشاعر التي لديك |
| Hala oradaki insanları sorgulamanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، ما زلتُ أعتقد أنّ استجواب الناس هناك فكرة مُمتازة. |
| Hala bu ikisinin birlikte iş yapmaya nasıl başladıklarını anlayamıyorum. | Open Subtitles | ما زلتُ لا أفهم كيف انتهى بهم المطاف يعملان معًا. |
| Her şeyden sonra bile Hala onun kötü adam olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | بعد كلّ ذلك الوقت، ما زلتُ لا أصدق أنّه كان الشرير. |
| Hala Yüce isanın benim kurtarıcım olduğuna inanıyorum ve bu değişmeyecek... | Open Subtitles | ما زلتُ أؤمن بيسوع المسيح على أنه مخلّصي وهذا لن يتغيّر.. |
| Hala akvaryumundaki tek balık ben miyim emin değilim. | Open Subtitles | أنا ما زلتُ غير واثقة من أنني السمكة الوحيدة في حوض السمك خاصتك |
| Hala aynı fikirdeyim, eğer kastettiğin buysa. | Open Subtitles | ما زلتُ أشعر بهذه الطريقة إن كان هذا ما تقصده |
| Ben Hala kendimden emin değilim bunu geçebiliriz. | Open Subtitles | ما زلتُ غير واثق من أننا نستطيع تجاوز المشاكل |
| Efendim,ben,ben Hala artık buna katılabildiğimizi düşümüyorum. | Open Subtitles | سيدي، ما زلتُ أظن أنه لم يعد بإمكاننا احتواء الأمر بعد الآن |
| Yâda parayla alem yaparız. Hala kararımı vermiş değilim. | Open Subtitles | أو أبدده في شرب الكحول ما زلتُ لم أقرر بعد |
| Beni bıçakladığın zamandaki ağrıyı sızıyı Hala hissediyorum. | Open Subtitles | ما زلتُ أشعرُ بكُل أنواع الآلام و الأوجاع مِن طعنتِك |
| Kınama cezası verdiler, ama Hala doktorum. | Open Subtitles | لقد أنّّبوني، و غرَّموني لكني ما زلتُ طبيبة |
| Ama bir yandan da Hala o kulübede sikilen o küçük çocuktum. | Open Subtitles | و لكن من نواحي أُخرى ما زلتُ ذلكَ الولَد الصغير الذي يُغتصَب في السقيفَة |
| Umarım Hala senin bir parçan olduğumu unutmamışsındır, çünkü sen Hala benim bir parçamsın. | Open Subtitles | تعلمين، أرجوا ألا تنسي بأني ما زلتُ جزءاً من عالمِك لأنكِ ما زلتِ مُعظمَ عالمي يا عزيزتي |
| Yalan söyledim, çaldım ve yine de iyi bir insan olduğuma inandırdım kendimi. | Open Subtitles | أقصد، لقد كذبتُ، وسرقتُ، ولقد خدعتُ نفسي بالتفكير أنّي ما زلتُ رجلاً صالحاً. |
| yine de hâlâ "ruhlar tarafından taciz edildim" hikâyesini yutmadım. | Open Subtitles | ما زلتُ لا أصدّق تماماً قصّة اللمس من قبل شبح. |
| Ben hâlâ, gözlerinizin önünde dünyayı yeniden yaratan sözlerin sahibiyim. | Open Subtitles | ما زلتُ الرجل الذي يُصاغ بأمره العالم المنسدل أمام أعينكم. |
| - Hâlâ şaşkınım, Dominic nasıl böyle bir şey yapabilir? | Open Subtitles | ما زلتُ مصدوماً أنّ (دومينيك) سيُحاول فعل مثل ذلك الشيء. |
| Haftalar gelip geçti ancak benim hâlâ bir üniformam yoktu. | TED | ومع مرور الأسابيع، ما زلتُ دون زي موحد. |