yapman gereken tek şey ortaya çıkmak ve gerçekleri söylemek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تأتي وتقول الحقيقة |
Şimdi tek yapman gereken, yarışma için yeterli sayıda üye bulmak. | Open Subtitles | الآن كل ما عليك أن تجد ما يكفي من أعضاء للمنافسة |
Tek yapman gereken herkese gerçekte ne kadar iyi olduğunu göstermen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعليه أن تظهري للجميع كم لطيفة أنت. |
- Endişelenmen gereken şey en iyiler listesindeki Chaz Reinhold değil. | Open Subtitles | ما عليك أن تقلق لأجله ليس ـ تشاز راينهولد ـ الذي هو في قاعة الشرف |
Endişelenmen gereken şey; şarap mahzenindeki pinot 78 şarabın. | Open Subtitles | ما عليك أن تكون قلقاً بشانه هو ذلك زبيباً بعمر ثمان وسبعين سنة رصدتها في غرفة النبيذ خاصتك. |
Elinde isteka, masada toplar. Tek yapacağın, oyunu hissetmek. | Open Subtitles | هناك عصا بلياردو وكرات علي الطاولة كل ما عليك أن تفعله هو أن تشعر بها. |
Tüm yapman gereken kıskançlığımın tek nedenini ona söylemen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعليه هو أن تعطيه سببا حقيقيا يشعر بسببه بالغيره منى |
yapman gereken tek şey meyveleri alıp, onları tezgah'ta satmak olacak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تشتري الفاكهة و سوف أقوم أنا ببيعها في كشك |
Tek yapman gereken burnunu boşaltmak. Kendi kendine düzeliyor nasılsa! | Open Subtitles | كل ما عليك أن تخرج صمام آخر من أنفك و ستحل المشكلة |
Ve tüm yapman gereken yükseğe vurmak ve uçmasını sağlamak. | Open Subtitles | وكل ما عليك أن تفعليه التلويح بالمضرب، ثم تضربينها بكل قوتك |
Tüm yapman gereken nehire ulaşmak. Şehirden 15 km. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله أن تصل إلى النهر بعد عشرة أميال وذلك من خلال المدينة |
yapman gereken arada bir buraya uğrayıp bir şeyler yiyip para almak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعليه أن تحضري إلى هنا كل مدة وسأقدم لك بعضاً منه وبذلك تستطيعين أن تتمتعي قليلاً به |
Tek yapman gereken 1200 dolarlık çalışmak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تجمع 1.200 كم تعتقد سيستغرق هذا من الوقت؟ |
yapman gereken tek şey kafanda bir sik olduğuna ve boynuna takıldığına emin olmak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تتأكد من أن رأسك حمقاء وأنها لازالت فوق رقبتك |
Tüm yapman gereken NewJersey'e gitmek ve çok önemli bir günde küçük bir kiliseyi ziyaret etmen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تذهبى إلى نيو جيرسى وسوف تقومين بزيارة كنيسة صغيرة .فى يوم مهم |
Tek yapman gereken resim çizmek. Şimdi işe koyul. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تقوم به هو الرسم والأن إعمل |
Tek hatırlaman gereken şey, sık sık bunlardan bir doz alacağın. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تذكره ،هو أنه بكل مرة تأخذ فيها إحدى تلك الجرعات |
Bilmen gereken şey; bir şeyi yetiştirirken onun daha fazla özelleştikçe sadece belirli ve kısıtlı koşullar altında hayatta kalabilmesi. | Open Subtitles | ما عليك أن تأخُذ حَذرك مِنهُ، بالطبع، هو عِندما تُنشِأ شيئاً مُتَخصِص أكثر وأكثر، فيُمكِنُهُ النجاة تحت ظروف محدودة ومُخصَصَة. |
- Evet. Tek yapman gereken şey gidip ona sorman olacak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تذهب و تطلب منها. |
Çözmen gereken şey ise, neden korktuğundur. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تكتشف ما الذي يخيفك |
Tek yapacağın, bir yere oturup hayatından söz etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تجلس هنا و تتحدث عن نفسك |