Şu an bir demiryolu inşa etmeye yetecek kadar adamın var. | Open Subtitles | لديك الآن من الزملاء ما يكفيك لبناء سكة حديدية |
Başka bir yerde bencil hayatına yetecek kadar bir parayla. | Open Subtitles | مع ما يكفيك لتعيش حياتك الأنانيه بمكان آخر |
Başka bir yerde bencil hayatına yetecek kadar bir parayla. | Open Subtitles | مع ما يكفيك لتعيش حياتك الأنانيه بمكان آخر |
Hayatın boyunca yeteri kadar heyecan yaşadın zaten. | Open Subtitles | لقد حصلت على ما يكفيك من الاثارة لعمر واحد |
yeteri kadar param var, Tommy. Senin de var. | Open Subtitles | لدىّ ما يكفى من المال وأنت تومى لديك ما يكفيك |
Artı, başında yeterince derdin var gibi görünüyordun. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه بديتِ وكأنكِ لديكِ ما يكفيك على عاتقك |
Risa'nınkiler olmasa da yeterince derdin var bence. | Open Subtitles | لديك ما يكفيك من المشاكل حتى تقلق لمشاكل (ريسا) |
Herkese yetecek kadar yiyeceğimiz yok maalesef. | Open Subtitles | لكن لا أظن أن هناك ما يكفيك , أتعلم ؟ |
Tedavini buzdolabının arkasına gizledim Hazır, sen ve Charlotte'ye yetecek kadar var. | Open Subtitles | خبأت دواءك في الجزء الخلفي من المبرّد إنه جاهز، ما يكفيك أنتِ و(شارلوت) |
Sizin yeteri kadar probleminiz var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو لديك ما يكفيك من المشاكل، ولاتستطيع حلها بنفسك. |
Sıra sende. Paylaşalım dedim. Siz yeteri kadar aldınız bayım. | Open Subtitles | إنه دوركِ قلت تشاركا، لقد أخذت ما يكفيك |
Ama dikkatli olursan hâlâ yeteri kadar kanın var. | Open Subtitles | ولكنكِ لديكِ ما يكفيك أذا توخيتي الحذر |
Tadek, kendiniz için bile yeteri kadar yok. | Open Subtitles | (تاديك), سيكون لديك ما يكفيك لنفسك |