"مباشره" - Traduction Arabe en Turc

    • hemen
        
    • doğrudan
        
    • tam
        
    • direkt
        
    • Direk
        
    • doğruca
        
    • canlı
        
    • dosdoğru
        
    Bunu yapılacak listemde yarın ki maçta nasıl oynayacağım sorusunun hemen altına ekleyeceğim. Open Subtitles سأضعها علي قائمه ما أحتاج فعله مباشره أسفل كيف سألعب هذه المباراة الليله
    İstersen paramı hemen öde, senin olsunlar. Tabii. Open Subtitles حسنا, اذا دفعت لي مباشره يمكنك ان تأخذهم شريف.
    Maçı doğrudan Amerikan Kuvvetleri kapalı devresinden dinliyorsunuz. Open Subtitles المباراه تنقل اليكم مباشره من لوس انجلوس على شبكه القوات الامريكيه
    O gün, Bay Morstan, doğu yakasından bu eve, payını almak için doğrudan bu eve geldi. Open Subtitles فى احد الايام عاد السيد مورستان الى الوطن قادما من الشرق. اتى مباشره الى هذا المنزل
    O tanker 312 santigrat derecede patlayacak, tam şehrin ortasında, Open Subtitles ولذلك ربما يأتون مبكرا سيضج دوى تلك الشاحنه على 312 درجه مئويه فى مركز المدينه مباشره
    Bir dahaki sefere aperatifleri atla. direkt başlangıç yemeğini iste. Open Subtitles في المره القادمه تخطى المقبلات اذهب مباشره الى الطبق الرئيسي
    Biz de patlamanın kapıdan geldiğini görmek için tam zamanında yetiştik, tek atış, Direk kalbinden vurdu. Open Subtitles لقد أتينا في الوقت المناسب لنرى الصوت قادماً من الباب، كانت طلقه واحده اصابته مباشره في القلب
    Sonra doğruca Kongre Kütüphanesi binasına gitti orada bir mesaj ilettiğine inanıyoruz. Open Subtitles وبعدها ذهبت مباشره الى مبنى مكتبه الكونجرس فى اعتقادنا انها كانت تمرر رساله
    Saat 17.49'da ayrıldı, kapanmadan hemen önce. Open Subtitles ورحلت من هناك الساعه 5,49 قبل موعد الغلق مباشره
    Bayan Bianca, yemekten hemen sonra uçmanın doğru olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles آنسه بينكا, أنا لست متأكد بأنها فكره جيده بأن نطير بعد الأكل مباشره
    hemen ertesi gün beni Amerikan Elçiliğine şikâyet etti. Open Subtitles اليوم التالى مباشره اشتكتنى الى السفاره الامريكيه
    Ve ondan hemen sonra annemi arayıp ona yaptığımı söylerim. Open Subtitles وثم اتصل بأمي مباشره واخبرها اني فعلت ذلك
    hemen buraya geliyorsun. Yol boyunca kimseyle konuşma. Open Subtitles حسناً,عد لهنا مباشره ولا تتكلم مع اي احد بالطريق
    - Neden Almanya? Neden doğrudan size gelemiyorum? Open Subtitles لماذا المانيا لماذا لا احضر اليكم مباشره
    Bu bilgi doğrudan CTU karargâhından geldi. Open Subtitles لقد آتت المعلومات مباشره من وحده مكافحه الارهاب
    Ve sana doğrudan ulaşamazsa kime ulaşacak? Open Subtitles و بما انه لا يستطيع الوصول اليكِ مباشره ما الذى سيلجأ اليه بعد هذا ابنك ، صحيح
    tam atlayış bölgesinde uçak isabet aldı. Atladım. İki kişi daha aynı durumda. Open Subtitles تلقيت اصابه مباشره في منطقة الانزال فاخرجوني مع اثنين اخرين
    tam yarıştan önce ganyanların düşmesine neden olmayacaksın değil mi ? Open Subtitles لا تتسبب في إسقاط الرهانات مباشره قبل أن تبدأ
    direkt yemeğe mi gidiyoruz yoksa pezevengini arayıp giriş yapmamız mı gerekiyor? Open Subtitles اذا هل يمكننا الذهاب مباشره للغداء أو تودين التحقق مع قوادك أولا؟
    Tamam, bir daha biri beni öldürmekle tehdit ettiğinde direkt sana gelirim. Open Subtitles حسناً , في المره القادمه التي يهددني احدهم بالقتل سأتي مباشره لنحوك
    Yani ona sert vurmalıyız şimdi, Direk olarak. Open Subtitles اذا لابد ان نضربه بقوة الان بطريقه غير مباشره
    Hücreden çıktı. doğruca duşa gitti. Open Subtitles خرج من الحبس الانفرادى ذهب مباشره الى الاغتسال
    Asyalı sunucumuz Trisha Takanawa bu yılın temasının belirleneceği seremoniden canlı bildiriyor. Open Subtitles المراسله الاسيويه تريشا تاكاناوا تنظم الينا مباشره من الاحتفال حيث يتم اختيار موضوع هذه السنه
    Londra'ya ulaşıp dosdoğru Langham oteline doğru sürdüm ve Kaptan Morstan'ın orada kaldığını, fakat bir gece önce ayrıldığını ve dönmediğini öğrendim. Open Subtitles عند وصولى للندن قصدت مباشره الى فندق لانجهام و اخبرت ان الكابتن مورستان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus