| Kapağa gidiyordu. Biraz ip bulalım. | Open Subtitles | كان متجهاً إلى الباب لنحصل على بعض الحبال |
| Son gördüğümde tuvalete gidiyordu. | Open Subtitles | ، أخر مرة رأيته فيها كان متجهاً إلي الحمام |
| Onu bu sabah kasaba dışında yakaladık. Havaalanına gidiyordu. | Open Subtitles | ألقينا القبض عليه هذا الصباح خارج البلدة كان متجهاً إلى المطار |
| Bu sabah işe giderken planıma dahil değildin ama buradasın işte. | Open Subtitles | عندما غادرت متجهاً لعملي في الصباح لم تكن جزءاً من مخططي |
| Arabama gidiyordum ve adam bana yaklaşıp ateş istedi. | Open Subtitles | كنت متجهاً نحو سيارتي فقصدني ذلك الرجل طالباً قداحة |
| Portland'a gittiğini söyledi, ben de bizi de almasını istedim. | Open Subtitles | كان متجهاً إلى بورتلاند لذلك طلبت منه إيصالنا |
| Ana caddede, nalbura doğru ilerliyor. | Open Subtitles | أنه يمشى على الطريق الرئيسى متجهاً ألى مخزن المعدات لقد وجدته |
| Ertesi gün oldu. Ne olduğunu tam olarak idrak ettiğinde hasar kontrolü için şehre gidiyordu. | Open Subtitles | لقد كان اليوم التالي كان متجهاً إلى المدينة ليتحقق من الضرر |
| Kulelerdeki kapalı devre televizyonlardan başla. Güneye gidiyordu. | Open Subtitles | إبدئي بكاميرات مراقبة المغلقة من المباني، كان متجهاً جنوباً. |
| Üzerinde siyah tişört, beyzbol şapkası vardı ve yakındaki otobüs durağına gidiyordu. | Open Subtitles | إذاً إنَّ رجلنا المنشودُ يرتدي قميصاً أسوداً وقبعة بيسبول كما أنَّهُ متجهاً إلى أقربِ نقطةٍ للحافلات |
| Moda evim ben "kaybolmadan" çok önce tepe taklak gidiyordu. | Open Subtitles | دار الأزياء خاصتي كان متجهاً نحو كارثة قبل وقت طويل من إختفائي |
| Haftasonu için evine mi gidiyordu? | Open Subtitles | كان متجهاً للمنزل من أجل العطلة؟ |
| - Kuzeye doğru gidiyordu, değil mi? | Open Subtitles | مهلاً لقد كان متجهاً إلى الشمال صحيح؟ |
| Bir trafik kamerası sahile doğru giderken tesbit etmiş. | Open Subtitles | إحدى كاميرات المرور التقطته متجهاً نحو الساحل |
| Kar fırtınasının ortasında Grandview'e giderken öldüğü sanılıyor." | Open Subtitles | كان متجهاً نحو جراندفيو خلال عاصفة ثلجية على أمل علاج الضحايا هناك |
| Kasabanın dışında. 15. yolda Güneye doğru giderken. | Open Subtitles | خارج البلدة ، متجهاً للجنوب على الطريق 15 |
| Ve yemin ederim idam mangasına doğru gidiyordum. | Open Subtitles | و أقسم بأنني متجهاً لفرقة الإطفاء |
| Colorado bölgesinin derinlerinde izine rastladığım sıralarda Batıya doğru gidiyordum. | Open Subtitles | كنت متجهاً غرباً عندما إلتقطت أثاره في أعماق ولاية (كولورادو) |
| Ben de tam olarak oraya gidiyordum. | Open Subtitles | يصادف أنني كنت متجهاً لها بنفسي |
| Tesadüfe bakın ki şu yöne doğru gittiğini gördüm. Şanslıyız! | Open Subtitles | بما أن هذا قد حدث فقد رأيته متجهاً بذاك الاتجاه و نحن محظوظين |
| Size hala doğuya doğru gittiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً , على حدّ علمي , فإنه لا يزال متجهاً نحو الشرق لذا.. |
| Şüpheli binayı terk etti, arka sokağa doğru ilerliyor. | Open Subtitles | المشتبه به غادر المبنى متجهاً للزقاق الخلفي |
| Ancak tren halen 75 mil hızla Stanton'a doğru ilerliyor. | Open Subtitles | لكن القطار يمضي بأزيد من 75 ميلاً في الساعة متجهاً نحو "ستانتون" |