| Lucky, karısının dengesiz ve tehlikeli olduğunu söylemişti ondan korkuyordu. | Open Subtitles | يا إلهي لقد قال لاكي أن زوجته خطرة وغير متزنة |
| Artık "O"lu kelimeyi kullanmayacağım. "dengesiz yaratıklar." Yeni tabir bu. | Open Subtitles | لن أدعوكن "عاهرات" بل مخلوقات غير متزنة", هذه كلمتي الجديدة" |
| İnsanlar onu ciddiye almıyorlar, onu dengesiz olarak görüyorlar. | Open Subtitles | لن يأخذها الناس على محمل الجد إنهم يعتقدون أنها غير متزنة |
| - Namlusu çok uzun değil mi? - Hayır, dengeli. | Open Subtitles | كلا أنها متزنة ، مناسبة تماماً ما هو الجميل ؟ |
| Onun için keşfedebileceği dengeli bir dünya kurmak ve kendi yolunu çizmesini istiyorum. | TED | أود أن تحصل على بيئة متزنة حتى تكتشفها وتفهمها بأسلوبها الخاص. |
| Şimdi,ayık ol, bilinçsizce bir şey yapma, ve birkaç gün için dışarıda olma. | Open Subtitles | الآن, ليكن في علمك, أنك ستكونين غير متزنة بعض الشيء ومشوشة لبعض الأيام |
| Esasında, ayık kalmaya çalıştığın için senin önünde yemek biraz tuhaf geliyor. | Open Subtitles | بصراحة، أشعر بالغرابة قليلاً من تعاطي المخدرات أمامك بينما تحاولين أن تبقي متزنة. |
| Evlendiğimizde, bana duygusal olarak dengesiz olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني عندما تزوجنا أنها غير متزنة عاطفياً |
| Beklenilen Kahraman duygusal açıdan dengesiz olan bakiresini kurtarmaya geldi. | Open Subtitles | البطل الذي طال انتظاره قادم لإنقاذ حبيبته العذراء الرقيقة الغير متزنة |
| dengesiz eğilimleri olan kişi için, satranç, bir manyaklık haline geliyorsa, uçurumdan düşmesine az kalmış demektir. | Open Subtitles | الفرد مع نزعة غير متزنة من الممكن ان يكون مهووس بالشطرنج ويرمي نفسه من حافة الهاوية |
| Bu onun ne kadar dengesiz olduğunu anlamadan önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن أكتشف بأنها أصبحت غير متزنة. |
| Ama bu yaşlı kadın kesinlikle dengesiz gözüküyor. | Open Subtitles | ولكن يبدو ان هذه المرأة غير متزنة |
| Sizi dengesiz yaratıklar! | Open Subtitles | اللاتي لديهم مشاكل بسبب هرموناتهن انتن مخلوقات غير متزنة! ً |
| dengesiz gibi görünmüyordu Asla görünmezler. | Open Subtitles | ـ لايبدو انها غير متزنة ـ لايبدون هكذا |
| dengeli, sofistike, becerikli ve oldukça seksi bir kadın. | Open Subtitles | ستحصل على سيدة متزنة ولبقة ومتطورة وواثقة بنفسها ومثيرة جداً |
| Buraya geldiğinden beri böyle dengeli biri haline gelmesi mucizevi değil mi? | Open Subtitles | أليس مبهرًا رؤيه كم أصبحت متزنة منذ أن أتت إلى هنا؟ |
| Bu yüzden adil ve dengeli görünüyorsun. | Open Subtitles | لهذا تبدين متزنة و جميلة للغاية. |
| dengeli akıl, dengeli hayat. | Open Subtitles | . عقل متزن ، حياة متزنة |
| - Hayır çok dengeli görünüyor. | Open Subtitles | - لا ,إنها متزنة . |
| - ayık mıydı? - Sanmıyorum. | Open Subtitles | ــ هل كانت متزنة ــ لا أعتقد ذلك |
| ayık kalmamın yegâne nedeni Max ve Daniel. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلني متزنة هو ماكس) و(دانيل)، هذا هو السبب الوحيد) |
| Eğer ayık olsaydım, başarmış olurdum. | Open Subtitles | ولو كنت متزنة لكنت نجحت |