"متماسكة" - Traduction Arabe en Turc

    • arada
        
    • dayanıyor
        
    • güçlü
        
    • sağlam
        
    • tutarlı
        
    • bağlı
        
    • tutarsız
        
    • Dayanabiliyor
        
    • tutuyor
        
    • birbirine
        
    • Tutunuyorum
        
    • ayakta tutan
        
    • Birbirilerine
        
    • birarada
        
    • çekimiyle
        
    Bilmiyorum, onunla yaşadığı deneyim, daha fazla bir arada olmalarını sağladı. Open Subtitles لا أعلم ، مهما كان ما جربته لقد جعلها متماسكة أكثر.
    Bu aileyi bir arada tutan tek şey sensin. Open Subtitles أنت الشيء الوحيد الذي يبقي هذه العائلة متماسكة
    İyi dayanıyor. O çok güçlü. Ama bu zor oluyor. Open Subtitles إنها متماسكة جيدا إنها قوية مع أن الأمر صعب
    Burada sağlam bir dünya görüşü var ve çok tutarlı bir dünya görüşü. TED وهناك نظرة كاملة هنا؛ نظرة متماسكة جدا.
    Annen bizi terk ettiğinde bu aileyi bir arada tuttum. Open Subtitles و عندما تركتنا أمك لا عندما هربت حافظت على هذه العائلة متماسكة دعها خارج هذا يا أبي
    Bu aileyi bir arada tutmaya çalışıyorum, Will. Open Subtitles انا احاول ان ابقي تلك العائلة متماسكة يا ويل
    Bu aileyi bir arada tutan tek pamuk ipliği benim. Open Subtitles أنا ذلك الجزء الذي يبقي هذه العائلة متماسكة
    Sadece ailemizi bir arada tutmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا فقط أحاول أن أبقي العائلة متماسكة و أن أبقي الروابط صلبة
    Kalkanlarımız dayanıyor. Bize dokunamıyorlar. Open Subtitles دروعنا متماسكة لا يمكنهم لمسنا
    Emma iyi dayanıyor. Aslında Bayan Taylor gittiği için çok üzgün. Open Subtitles (إيما) متماسكة ولكنها حزينة لفقدان الآنسة (تايلر).
    Bağlar dayanıyor. Open Subtitles الدعائم متماسكة.
    Tanrım, öyle güçlü ve güzelsin ki. Sponsorum ol. Open Subtitles يالهي كم انتي متماسكة وجميلة كوني مسؤلة عني
    Ama şimdi güçlü olmalısın. Open Subtitles ولكنك ما عليكي فعله الآن هو البقاء متماسكة.
    Sert ve sağlam bir döşek, sırtın için çok önemli, tatlım. Open Subtitles مرتبة صلبة متماسكة هل أساسي لظهرك, العسل
    Fizikçilerin de tam olarak istedikleri budur, yani matematiksel olarak tutarlı başka bir olgu için geliştirilmiş bir kuramın bir öngorüsünün ortaya çıkması. TED وهذا مانبحث عنه بالضبط في الفيزياء: عندما تأتي توقعات من نظرية رياضية متماسكة والتي طورت في الأصل لشيء مختلف جدا.
    Bu; hassas, karmaşık bir soruşturmaydı ve birbirine bağlı bir kasabada izler bıraktı. Open Subtitles لقد كان هذا تحقيق معقد وحساس و لقد ترك علامته على بلدة متماسكة
    Efendim, kafasına ağır darbe almış. Sarsıntısı var ve tutarsız. Open Subtitles سيدي ، لقد تلقت ضربة قوية على رأسها وهي غير متماسكة
    Beton duvarlar Pasifik'e doğru akan lavı tutuyor. Open Subtitles الحوائط متماسكة أمام الحمم كما توجهها إلى المحيط
    - Hey, evlat. - Biliyorum, tamam. Tutunuyorum. Open Subtitles -هيى, ايتها الصغيرة اعلم, اعلم, انا متماسكة
    İşim şu anda beni ayakta tutan tek şey Open Subtitles العمل هو الشيء الوحيد الذي يبقيني متماسكة
    Birbirilerine dikilmiş ve düzensiz görünüyorlar. Open Subtitles تبدو متخبطة و غير متماسكة
    Bu da bilimadamlarının özgecil cezaların toplumları birarada tutan şey olduğunu söylemeye teşvik etti. TED ما أدى إلى بأحد العلماء إلى القول أنّ إنزال العقوبة بالغير قد يمثّل المادّة اللاصقة التي تجعل المجتمعات متماسكة.
    Bu elektrostatik kuvvetler çok zayıftır ve küçük kayalar, yer çekimiyle de bir arada tutulamazlar. TED قوى الكهرباء الثابتة التي ذكرناها سابقًا ضعيفة جدًا لجعل الكريات تلتصق، ولا يمكن للصخور الصغيرة أنّ تبقى متماسكة بفعل الجاذبية فحسب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus