"مثاليًا" - Traduction Arabe en Turc

    • kusursuz
        
    • mükemmel
        
    • ideal
        
    • mükemmelliğe
        
    kusursuz bir durumda değilim ama-- Open Subtitles أنا بلا شكّ لست مثاليًا بشانهذاالأمر،لكن ..
    Julian tek gecelik geliyor, her şey kusursuz olsun istiyorum. Open Subtitles حسنًا , جوليان سيبقى هنا لليلة واحدة فقط أريد أن يكون كل شيء مثاليًا هنا
    Bugün kusursuz olursa bir fark yaratır diye düşünmüştüm. Open Subtitles فقط كنت أعتقد أن ذلك اليوم سيكون مثاليًا أردته أن يكون مختلفًا
    Bu tarihe yayılan uzun süreli işbirliği bence kurşun kalemi mükemmel bir eşya hâline getiren şey. TED وهذا الزمن الطويل من التعاون هو ما جعله، بالنسبة لي، شيئًا مثاليًا للغاية.
    Bütçemiz, ileride bir mil uzunluğunda bir gezinti yeri oluşturacak sadece iki blok büyüklüğündeki bir alana yetiyordu. Yani inşa edeceğimiz şey mükemmel olmalıydı. TED ولذا يمكننا أن تضع اللبنة الثانية لمنتزه طوله ميل لذا أيا كان ما بنيناه يجب أن يكون مثاليًا
    Ben de senin gibi aşkta çiftin ideal olmayacağı kanısındayım. Open Subtitles في الحب، أتفق معكِ الزوجين ليس شيئًا مثاليًا
    İdeal olanı, ikinci kitabını kitapçılara bu yıl içinde ulaştırmamız. Open Subtitles لو أمكننا أن ننشر كتابك الثاني في المكتبات هذه السنه.. سيكون مثاليًا.
    Ancak bu işe yaramıyor çünkü kişisel gelişim endüstrisinin suçu tekrar etme oranı daha yüksek, çünkü sizi mükemmelliğe itmesi gerekirken başarıızlığı nasıl kabul edeceğinize ve kabul düzeyinizi azaltmaya odaklanmış. TED ولكن، لم يفلح الأمر، فصناعة المساعدة الذاتية اليوم لديها معدل إنتكاسة عالي لأنها أكثر تركيزًا على تأهيلك لتقبل الفشل وخفض مستوى قبولك للنتائج أكثر من حثها لك لتكون مثاليًا.
    Susuz kalmamak da hayatta çok önemlidir. Ayrıca vücut fonksiyonlarım üzerinde kusursuz bir kontrolüm var. Open Subtitles بالأحرى إن جفاف الجسد ركن جورهيّ بالحياة، فضلًا عن أن لي تحكّمًا مثاليًا بوظائف جسدي.
    Susuz kalmamak da hayatta çok önemlidir. Ayrıca vücut fonksiyonlarım üzerinde kusursuz bir kontrolüm var. Open Subtitles بالأحرى إن جفاف الجسد ركن جورهيّ بالحياة، فضلًا عن أن لي تحكّمًا مثاليًا بوظائف جسدي.
    Burası fazla kusursuz görünüyor. Open Subtitles هذا المكان، يبدو مثاليًا أكثر من اللّازم.
    Ama aslında, zaten sen bu dünyaya kusursuz bir şekilde gelmiştin. Open Subtitles لكن الحقيقة هي أنّكَ جئت هذا العالم مثاليًا
    Ama kusursuz değildi. Open Subtitles لكنّه لم يكن مثاليًا أبي ارتكب أخطاء
    Birlikte kusursuz cehennemi kurarız. Open Subtitles معًا نصنع جحيمًا مثاليًا
    Birlikte kusursuz cehennemi kurarız. Open Subtitles معًا نصنع جحيمًا مثاليًا
    Belki var fakat Yahudi-Hristiyan tanrısı gibi mükemmel değil. TED ربما، ولكن هذا الإله ليس مثاليًا مثل الإله اليهودي المسيحي.
    Şu "Herkes mükemmel olmamı bekliyor." TED فكرة أن الجميع يتوقع مني أن أكون مثاليًا
    Hayranlık, herhangi bir kişinin senin mükemmel olma ihtiyacının yansımasıdır. TED التدليل هو إسقاط لرغبة شخص ما لجعلك أنت مثاليًا من داخلك.
    Dinleyin, daha şimdi oğluma paranın sorumluluğu hakkında çok yüklendim bu yüzden bunun olması için hiç ideal bir zaman değil. Open Subtitles لقد عاتبت ابني بشدة للتو على كونه مستهترًا في أمر النقود وهذا ليس وقتًا مثاليًا ليحصل مثل ذلك الأمر
    Bunu ideal yolu gerçekten bir varlık haritası çıkartmaktır, her biri için bir raptiye koyup elimizde tam olarak ne olduğunu ve organik ivmenin nerede olmaya başladığını görerek. TED الآن، مثاليًا خلال هذه العملية، سننشيء خريطة ممتلكات فعلية، وتحديد كل مكان عليها، مما يسمح لنا برؤية ما لدينا بالضبط وأماكن حدوث الزخم الأساسي.
    ve eliniz, tıpkı vücudunuzun birçok noktası gibi bakteriyal aktivite için sıcak bir yuva sağlıyor, fajlar için ideal bir av sahası da sunuyor. TED ويدك، تمامًا مثل الكثير من أماكن أجسامنا، تمثل مرتعًا للنشاط البكتيري، وهو ما يجعلها مكانًا مثاليًا للصيد لدى العاثيات.
    Yakın bir zamana değin de mükemmelliğe erişememişti. Open Subtitles ولم يكن مثاليًا حتى وقت قريب...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus