Bu 14 parçayı mükemmel bir kare oluşturacak biçimde kaç farklı şekilde kombine edebileceğini bulmaya çalışıyordu. | TED | كان يحاول أن يجد كم عدد الطّرق التي يمكنه بها أن يعيد تجميع ال14 جزءا و يبقى المربّع مثاليّا. |
savunduğum sistem, kaynaklara dayalı küresel ekonomi mükemmel değil, ama sahip olduğumuz sistemden kat kat daha iyi. | Open Subtitles | النظام الذي أدعو له, الاقتصاد العالمي القائم على الموارد ليس مثاليّا, لكنه أفضل بكثير مما لدينا. |
Bu evliliğin mükemmel ya da harika olmadığını biliyorum ama şu an sadece şöyle böyle. | Open Subtitles | أنا أعلم أنّ هذا الزواج ليس مثاليّا ،أو حتّى جيّداً لكننّي الآن أثمّن اللحضات |
Bana, üniversite mezunu ve işsiz, hayal kırıklığına uğramış biri olduğu için, El-Şebap ve diğer terör örgütleri için kendisinin mükemmel bir hedef olduğunu söylediğini hatırlıyorum. | TED | أذكر أنّه قال لي، لأنّه كان خرّيج جامعة، عاطلا عن الشّغل و محبطا، أنّه كان هدفا مثاليّا لجماعة الشّباب و المنظّمات الارهابيّة الأخرى، لتجنّده. |
Bu... mükemmel bir evren değil, değil mi Watson? | Open Subtitles | انّه ليس .. كوناً مثاليّا أليس كذلك يا "واتسون"؟ |
- mükemmel duruyor. | Open Subtitles | - جدّا - يبدو مثاليّا |