Şimdi, görevi Yıldız Geçidi programı gibi çok gizli projeleri gözlemlemek ve başlangıçtan bu yana da bu görevi yerine getirdi. | Open Subtitles | إنها مُكلفة بإبقاء المراقبة على المشاريع عالية السرّية مثل برنامج بوابة النجوم ويتم عمل هذا , من البداية |
Yıldızgeçidi programı gibi bir şey olmadığına dair beni temin ettiler. | Open Subtitles | ...لقد أكدوا لي ليس هناك أي شيء مثل برنامج بوابة النجوم |
Ve şu var, topyekün eğitim programı gibi, | Open Subtitles | وهو يحْصَلُ على هذا، مثل برنامج تدريب كليّ، |
Ceza, biliyorsun, Miggs için. Tıpkı şu dini program gibi. | Open Subtitles | نوع من العقاب , لما فعلته بميجز تماما مثل برنامج جوسبل هذا |
Tıpkı biz başka işlerle uğraşırken arka planda çalışan bir program gibi. | Open Subtitles | مثل برنامج يعمل في الخلفية في صمت بينما أنت تقوم بفعل أيّ شيء آخر |
Bilgisayar destekli tasarım programı gibi. | Open Subtitles | مثل برنامج تصميمِ بمساعدة الحاسوبِ فقط في الماضي |
Yani bu üzerine kuracağın bir CAD programı gibi. | TED | ولذا فإنه مثل برنامج التصميم بمساعدة الحاسوب CAD أين ما قمت بتشييده. |
Tanık koruma programı gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل برنامج حماية الشهود للمجرمين |
Ama kaçınılmaz olarak, Gene ve Roger'ın programı gibi bir program ana akım sistemin bir parçası oluyordu. | Open Subtitles | لكن بلا تغير، عرض مثل برنامج (جين و روجر) اصبح جزءًا لا يتجزأ من النظام السائد. |
Doğru Düşün programı gibi. | Open Subtitles | "مثل برنامج "فكرّ بشكل إيجابي |
Tıpkı çalışan program gibi bozuk, arızalı. | Open Subtitles | تماما مثل برنامج تشغيل هذا كل شيء الآن - ضبطت، مكسورة. |