Oturmalıyız ve sen bana bir arkadaş gibi her şeyi anlatmalısın. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَجْلسَ،وأنت يَجِبُ أَنْ تعامليني مثل صديق وتقُولُيلي الحقَّ. |
Yüzüme baka baka bana yalan söyleyen bir arkadaş... ..gibi bir sorun mu? | Open Subtitles | مثل صديق يقوم بالكذب أمامك مثل هذا النوع |
Ama benimle bir arkadaş gibi konuşuyor. | Open Subtitles | لكنه مثار لي مثل صديق. |
Eğer beni bir dost gibi davet ederseniz, birer içki içebiliriz. | Open Subtitles | إذا دْعوَتني مثل صديق يُمكنُ أَنْ نشرب سوياً ـ شـــراب ؟ |
Ve küçük bir kızken, insanlarla yardımsever, güvenilir bir dost gibi etkileşim içinde olan robot fikrini hep sevmişimdir -- bizi mutlu eden, hayatımızı zenginleştiren ve bize birkaç galaksiyi kurtarmamızda yardımcı olan birşey. | TED | و كفتاة صغيرة احببت فكرة ان الروبوت يتفاعل معنا كثيرا مثل صديق مساعد موثوق شيئ يبهجنا ,و يثري حياتنا و يساعدنا في انقاذ مجرة او اثنتين |
Yâni daha çok dost gibi kokar, düşman değil. | Open Subtitles | ...سيشتم أكثر مثل صديق عن عدو... |
Sanki bir gölge, gölgemin üzerinde yürüdü bir arkadaş gibi... | Open Subtitles | مثل ظل يمشي فوق ظلي مثل صديق |
-Ya da bir arkadaş gibi. | Open Subtitles | -ولا حتى مثل صديق |
Yakın bir arkadaş gibi. | Open Subtitles | مثل صديق حميم |
Yani daha çok dost gibi kokar, düşman değil. | Open Subtitles | ...سيشتم أكثر مثل صديق عن عدو... |
- Tıpkı bir dost gibi. | Open Subtitles | مثل صديق |