"مجرد حفنة" - Traduction Arabe en Turc

    • sadece birkaç
        
    • Bir avuç
        
    • bir grup
        
    Endişelenme, sadece birkaç kurt. Haydi, ondan kurtulmak üzereyiz. Open Subtitles لا تقلق إنها مجرد حفنة ذئاب هيا لقد تخلصنا منها تقريبا
    Şu kadarını söyleyeyim, sadece birkaç tasarımcı başarabilir bunu. Open Subtitles مجرد حفنة من المصممين , استطيع ان اقول لكم ان من ذلك بكثير.
    Bu sadece birkaç çürük elma.. Bu sadece birkaç çürük elma değil.. Open Subtitles هذه ليست مجرد حفنة من العناصر الفاسدة.
    Buranın tek sakinleri bu kalıntıları evi bilmiş Bir avuç Bedevi kabilesiydi. Open Subtitles المقيمين فيها مجرد حفنة من البدو الرحل الذين اقامو بيوتهم بين الأطلال.
    o kalan tümörler Bir avuç kadar bile olsa tümörü tekrar büyütecek, tümör geri gelecektir. TED تلك البقايا الصغيرة، حتى لو كانت مجرد حفنة من الخلايا، ستنمو ليظهر الورم ثانية، ليعود الورم مرة أخرى.
    Çok salakça olduğunu biliyorum, ama biz sadece bir grup çocuktuk. Open Subtitles أعلم أنه نوعاً ما سخيف ولكن كنا مجرد حفنة من الأطفال
    Bak, sadece birkaç palyaço... Open Subtitles أسمع، هؤلاء مجرد حفنة من المهرجين
    sadece birkaç çocuk bunlar. Open Subtitles أنهم مجرد حفنة من الصغار
    sadece birkaç tozlu öğürme. Open Subtitles مجرد حفنة من... ... ..
    Bizi Bir avuç yarışçı sokak serserisi sanabilirsiniz ama bu spor benim hayatım. Open Subtitles لم يكن لي. أعتقد يا رفاق نحن مجرد حفنة من الأشرار تزلج الشارع سعيد، ولكن هذه الرياضة هي حياتي.
    Stüdyolar sadece Bir avuç kadının bir filmi çekip çevirebileceğine güveniyor. Open Subtitles مجرد حفنة من الفتيات تمكنوا من إقناع الأستيديوهات أن بمقدورهم إخراج فلم
    Yani, zeki olduğunuzu sanıyorsunuz ama sadece Bir avuç korkmuş çocuksunuz! Open Subtitles انا اعني، انت تعتقد أنك ذكي جدا، ، ولكنكم مجرد حفنة من الاطفال الخائفين!
    Artık sadece Bir avuç ibneden farkımız vardı. Open Subtitles "بتعيين السائقين الشواذ على نطاق واسع" "ولم نعد مجرد حفنة من المخنثين"
    BAC, Bir avuç açgözlü çığırtkandan fazlası değil. Open Subtitles و"أيه بي سي" مجرد حفنة .من دعاة حرب جشعين
    Birkaç dakika önce, metronun görgü kurallarına uyan bir grup yolcuyduk sadece. Direkt olarak göz teması kurmak yok, konuşmak yok ve kesinlikle sohbet etmek yok. TED كنا مجرد حفنة من الركاب الذين لتوهم، أتبعوا آداب النفق، لا أتصال عين مباشر لا حديث وبالتأكيد لا محادثات.
    Hem sonra, bir grup taşralı hödükten başka ne ki onlar? Open Subtitles بعد كل شيء، ماذا يعرفون؟ انهم مجرد حفنة الناس القرويين، أليس كذلك؟
    Sadece annelerinin yanında oturan bir grup bilgisayar manyağı. Open Subtitles بل مجرد حفنة من المهاويس الذين يعيشون مع أمهاتهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus