"محاولة إيجاد" - Traduction Arabe en Turc

    • bulmaya çalışmak
        
    • bulmaya çalışmaya
        
    • bulmaya çalışmaktan
        
    • bulmak için
        
    Cyril ve mühendis ekibimizin yaptığı şey, bu bağlantıları bulmaya çalışmak ve bunların birkaçını görselleştirmek. TED ما قام به سيريل وفريقنا من المهندسين هو محاولة إيجاد هذه الصلات وتصوّر البعض من هذه.
    Sevecek birini bulmaya çalışmak bence cesurca bir şey. Open Subtitles محاولة إيجاد من تحب؟ أعتقد أنه أمر شجاع للغاية
    Konuşacak bir şeyler bulmaya çalışmaya bile yeltenmiyorum. Open Subtitles لا تجعليني اتحدث عن محاولة إيجاد أمر لنتحدث عنه
    Bu ikisinin arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışmaya döndük. Open Subtitles سنعود إلى محاولة إيجاد صلة بين هذين الرجلين
    Burada yaptığımız şey babamı bulmaya çalışmaktan çok daha önemli. Open Subtitles وجودنا هنا أكثر أهمية من محاولة إيجاد أبي
    Bir tedavi bulmaya çalışmaktan vazgeçmedim. Open Subtitles لم أستسلم أبدا ...في محاولة إيجاد علاج
    Altın aramak ve başka bir altın madeni bulmak için vaktimi ve paramı boşa harcamayacağım. Open Subtitles أننى لن أذهب للتنقيب مرة آخرى مضيعة للوقت والمال فى محاولة إيجاد منجم ذهب آخر
    Sanattan uzak geçen üç yılımı düşündüğümde, hayallerimden uzakta, hayatı akışına bırakmış halim, hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim. TED عندما أتذكر الثلاث سنوات التي قضيتها بعيداً عن الفن بعيداً عن حلمي و بدلاً من محاولة إيجاد طريقة مختلفة لمواصلة هذا الحلم قمت فقط بالإستسلام.
    Tek yapabileceğim bununla yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışmak. Open Subtitles كلّ ما يمكنني هو... محاولة إيجاد سبيل للتعايش مع بلواي.
    Kare bulmaca doldurduğunuzda veya bir sihir şovu izlediğinizde, bir çözücü olursunuz. Ve amacınız, kaostaki düzeni bulmaya çalışmak. Çözmeniz gereken kaos, siyah-beyaz bulmaca karelerindeki, bir çanta dolusu Scrabble taşlarındaki veya karılmış bir paket oyun kartlarındaki kaos olabilir. TED عندما تقوم بحل الكلمات المتقاطعة أو تشاهد عرضًا لألعاب الخفة، تصبح موجدا للحل ويصبح هدفك هو محاولة إيجاد الترتيب انطلاقا من الفوضى، فوضى كتلك الموجودة في شبكة الكلمات المتقاطعة أو حقيبة مليئة بمكعبات السكرابل المخلوطة أو مجموعة من أوراق اللعب المخلوطة.
    Ama bu bir Allah vergisi. Erkekler hayatlarının yarısını bunu bulmak için harcarlar. Open Subtitles يقضي الناس نصف أعمارهم في محاولة إيجاد شيء كهذا
    Bu yüzden son dört saatimi bunu izni olmadan yapabileceğimiz yasal bir yol bulmak için harcadım. Open Subtitles لهذا قضيتُ آخر 4 ساعات في محاولة إيجاد طريقة قانونيّة للقيام بها دون موافقتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus