"محدد" - Traduction Arabe en Turc

    • özel
        
    • kesin
        
    • Özellikle
        
    • spesifik
        
    • belirli bir
        
    • belli bir
        
    • açık
        
    • Tam
        
    • net
        
    • olarak
        
    • belirgin
        
    Bunun nasıl çalıştığını görmek için özel bir videoya bakalım. TED لنلقي نظرة على فيديو محدد بحيث يمكنك رؤية كيفية عملها.
    Benimle konuşmak istediğiniz özel bir şey var mı, Komiser? Open Subtitles هل هناك شيء محدد تريد التحدث معي بشأنه ملازم ؟
    Demek istediğim, yapmak istediğin özel bir şey var mı burada ya da ilgilendiğin bir gazetecilik alanı var mı? Open Subtitles ما أعنيه هو, إن كان أي شيء بالتحديد تود فعله هنا أو في أي مجال محدد تهتم به في الصحافة؟
    Bildiğin üzere "sap" izi sürmek için kesin bir protokol yok. Open Subtitles كما تعرف لا يوجد بروتوكول محدد من أجل تعقب عرق أضعف
    Engelleyemeyeceğimiz bir durum var, eh... kontratımızda Özellikle yer alıyor. Open Subtitles في هذه الحالة، فنحن نحتاج لحل، إنه محدد في العقد،
    Çok karmaşık bir tören hazırladı. Yani bunu özel bir zamanda yapacak. Open Subtitles ،هناك مراسم معقدة التي أعدها لذلك سيحاول القيام بهذا في وقت محدد
    Bu ikisinin beni görebilmesinin özel bir sebebi var mı? Open Subtitles هل هناك أي سبب محدد لما يستطيع هذان رؤيتي ؟
    özel bir şey arıyorsanız, neredeyse her şeyi sipariş edebiliriz. Open Subtitles إذا كنتما تبحثنا عن شئ محدد يمكننا طلب أى شئ
    Evet öyle söyleniyor, ama çok özel bir durum için: savaşın ekseriyetle yasak (haram) olduğu kutsal şehir Mekke'nin beklenen fethi için. TED نعم، انها تقول ذلك، ولكن في سياقٍ محدد جدا فقط: عند فتح متوقع في حرم مدينة مكة المكرمة حيث كان القتال ممنوعا عادة.
    Daha çok, özel hikayesi olan bir şeyi istediğimden. TED انما لانني أريد ان أملك شيئاً له تاريخ محدد
    Çok özel ve kişisel bir örnekle devam etmeme izin verin. TED لذلك اسمحوا لي أن انتقل من مثال إلى شيء محدد وشخصي جداً.
    Ama lobotominin kesin bir anlamı var, değil mi? Open Subtitles و لكن إستئصال الفص لها معنى محدد أليس كذلك ؟
    CTU da aynı sonuca vardı efendim. Bomba çok kesin bir yere konmalı. Open Subtitles لقد توصلت الوحدة لنفس النتيجة لابد من اسقاطها بشكل محدد
    Özellikle hafıza ile röportaj sürecinin verdiğimiz raporların kanıtsal kalitesini nasıl etkilediğine odaklandım. TED وأركز بشكل محدد على العمليات التي نقابل بها الذكريات والتي يمكن أن تؤثر بشدة على نوعية التقرير الذي ننتجه،
    - Maggie, Özellikle rica ettim. Ee? Özellikle rica ettin diye çagiracak degilim. Open Subtitles هذا لا يعني أنه لأن هذا موقف محدد سأفعل ذلك
    World of Warcraft'ta işsizlik yok. Ellerinizi ovuşturup oturmak yok. Her zaman yapılması gereken spesifik ve önemli bir şey var. TED ولا توجد بطالة في ورلد أوف ووركرافت. لا يوجد من يجلس هنا وهناك يفرك أصابعه مللاً. هناك دوما أمر محدد ومهم.
    Çünkü cazibe yüzyıllar boyunca çok belirli bir anlama sahipti, ve bu kelime düşündüğümüz anlamından çok daha farklı şekillerde kullanıldı. TED لأنه ولمدة عقود، كلمة الإبهار كان لها معنى محدد جداً والكلمة تم استخدامها بشكل مختلف عن ما نعتقد أنها فعلياً الآن
    belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. TED ليس له أي هدف محدد, و هذا هو الأمر الرائع في اللعب.
    Sonu açık bir bilet yani ne zaman isterse o zaman gider. Open Subtitles إنها تذكرة بدون ميعاد محدد لذا فهي تستطيع الذهاب بالوقت الذي تريده
    Ama ormanda çok ruh var. Tam olarak hangi ruhlarla beraberler? Open Subtitles لكن هناك العديد في الغابة بشكل محدد مع اي أرواح هم؟
    Savaş tapınağı adak için net bir sayı istiyor. Open Subtitles يتطلب المعبد الحربي عدد محدد عندما تقدم قربان
    Yani, belirgin yok, ama... O halde işime geri dönmek istiyorum. Open Subtitles لكن هل لديك أي سبب محدد واعتقد انه سيأتي بعد لي الآن؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus