"محظوظ لأنك" - Traduction Arabe en Turc

    • için şanslısın
        
    • için şanslıyım
        
    • için şanslı
        
    • için şanslısınız
        
    • olduğun için şanslıyız
        
    • Şanslısın
        
    Bir şeylere böylesine tutkuyla bağlandığın için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك تشعر بالعاطفة نحو أشياء خاصة
    Sadece sarsıntı geçirip boynunu kırmadığın için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك أصبت بإرتجاج ولم تُكسر رقبتك
    Yağ aldırmaya ihtiyacın olmadığı için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لا تحتاج لعملية تكبير للشفاه
    Sanırım şimşek çaktırıp yağmur yağdırmadığın için şanslıyım. Open Subtitles أظن أني محظوظ لأنك لم تستعملي الرعد والبرق
    O aldığın kedi, komada olduğun için şanslı yoksa şimdiye dek öldürmüştün. Open Subtitles القط الذي أحضرته إنه محظوظ لأنك هنا أو لكنت قتلته خلال هذه الفترة
    Dahi olmadığınız için şanslısınız. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لست عبقري
    - Uzun zaman oldu eski dost. - Burada olduğun için şanslıyız. Open Subtitles لقد مضى وقت طويل صديقي القديم أنا محظوظ لأنك هنا
    Tatlı olduğun ve şaraptan kafa olduğum için şanslısın yoksa duyduğum en kötü şakaydı bu. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لطيف و أنني تناولت الكثير من المثلجات لأن هذه أسخف مزحة سمعتها
    Hala babanı görebildiğin için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لا يزال قادرا على رؤية والدك.
    Zaten oraya gidiyorduk. Arabamıza bindiğin için şanslısın. Open Subtitles كنّا ذاهبون إلى هناك أنتَ محظوظ لأنك اخترتنا
    Son günlerini görmediğin için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لم تضطر إلى رؤيته في النهاية.
    Onu atlattığın için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك استطعت مرواغتها
    Onlarla birlikte gitmediğin için şanslısın, Pete. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك لم تلحق بهم يا بيت
    Hayatta olduğun için şanslısın. Open Subtitles . إنك محظوظ لأنك على قيد الحياة
    Eski birime tekrar gittiğin için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك عائد إلي كتيبتك القديمة
    Eski birimine döndüğün için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك عائد إلي كتيبتك القديمة
    Kızların kalplerini kırmakta bu kadar iyi olduğun için şanslıyım. Open Subtitles أنا محظوظ لأنك جيد جدا بتحطيم قلوب الفتيات
    Siz de yanımda olduğunuz için şanslıyım. Open Subtitles أنا محظوظ لأنك لدي أيضًا.
    Doktor seni vurmadıkları için şanslı olduğunu söyledi. Open Subtitles الأطباء يقولون أنك محظوظ لأنك لم تصاب بطلق ناري
    Hâlâ yaşadığınız için şanslısınız. Open Subtitles أنت محظوظ لأنك ماتزال حي
    Onlar yaptılar düşünüyorum iksir kullanılırsa Aslında, Hayatta olduğun için şanslıyız. Open Subtitles في الحقيقة ، إذا استخدموا الجرعة و أظن انهم فعلوا ، فأنت محظوظ لأنك حي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus