"محظوظ لأنني" - Traduction Arabe en Turc

    • için şanslısın
        
    • şanslısın çünkü
        
    • için şanslı
        
    • Şanslısın ki
        
    • için şanslıyım
        
    • şanslıyım çünkü
        
    • için şanslısınız
        
    • için çok şanslısın
        
    Hayatta kalanları tekrar aramaya çıktığım için şanslısın. Open Subtitles إنك محظوظ لأنني قررت إلقاء نظرة أخرى على الأحياء
    İç çamaşırını giymediğim için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني لا أرتدي ملابسك الداخلية
    Bayağı şanslısın çünkü benim de bir oda arkadaşına ihtiyacım var. Open Subtitles أتعلم ، أنت محظوظ لأنني في الواقع أحتاج الى رفيق سكن
    Belki terfi etmedim ama hâlâ işimde kaldığım için şanslı olduğumu biliyorum. Open Subtitles أجل ربما لم أترقى لكنني أعرف أيضاَ أنني محظوظ لأنني مازلت أحتفظ بعملي
    - Şanslısın ki kurşunu tam isabet ettiremedim. - İsteseydin yapabilirdin. Open Subtitles ــ أنت محظوظ لأنني أخطأت الطلقة ــ أعتقد بأنك عصفت بي
    Lutetia'da yaşadığım için şanslıyım. Open Subtitles إنني محظوظ لأنني أعيش في لوتيسيا
    Bir servet, James, ama ben şanslıyım çünkü bir servet kaybetmeye gücüm yeter. Open Subtitles ثروة يا جيمس، لكن أنا محظوظ لأنني أستطيع تحمل فقد ثروة
    Seni onun yerine ben bulduğum için şanslısın. Open Subtitles انتَ محظوظ لأنني وجدتكَ بدلاً منها إنها لا تحبكَ كثيراً
    Hayatını bildiğim için şanslısın çünkü dürüst olmak gerekirse kıçını anında kapının önüne koymalıydım. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني أعرفك طوال حياتك، لأنه صراحة .علي أن أطردك حالا
    Boğazına hortum dayayıp seni suyla boğmadığım için şanslısın. Open Subtitles أنتَ محظوظ لأنني لم أضع خرطوم مياه أسفل حنجرتك وأغرقتك.
    Polis olmayı bu kadar çok istediğim için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني أريد أن أكون شرطي بدرجة كبيرة
    Şu an asam yanımda olmadığı için şanslısın Open Subtitles تعلم ماذا, أنت محظوظ لأنني لا احمل عصاي السحريه معي
    Seni ve siktiğim kızını vurmadığım için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني لم أطلق عليك النار وابنتك
    Evet, sende şanslısın çünkü hareket edemiyorum, ...yoksa yüzünün ortasına yumruğu yemiştin. Open Subtitles أجل، محظوظ لأنني من الصعب أن أتحرك لأنني لكمتك في وجهك
    O halde şanslısın çünkü reçeteyi ben yazdım. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني في الحقيقة أنا الذي كتبت الروشتة
    Zaten geri dönüş yolundaydı ama onu bulduğum için şanslı. Open Subtitles ربما كان بطريقه للعودة ولكنه محظوظ لأنني وجدته
    Şanslısın ki, vitesli araba kullanmayı bilmiyorum, yoksa canına okurdum araba sapığı! Open Subtitles أنت محظوظ لأنني لا أجيد قيادة سيارة ذات علبة تروس يدوية وإلا أبرحتك ضرباً وأخذت سيارتك أيّها المنحرف
    Değilsin. Senin gibi bir komşum olduğu için şanslıyım. Open Subtitles لاتشعري ، أنا محظوظ لأنني جارك
    Ben şanslıyım çünkü Lexington huzurevindeki stajını garantiledim, Open Subtitles أنا محظوظ لأنني أمنت مكان عملي في مركز ليكسينغتون للتقاعد
    Şansını zorlama, evlat. Hayatınızı bağışladığım için şanslısınız. Open Subtitles لا تكن هكذا أيها الولد، إنك محظوظ لأنني تركتكما دون قتلكما
    Silahı olmayan tek Cumhuriyetçi... ben olduğum için çok şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأنني الجمهورية الوحيدة التي لا تحمل مسدساً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus