O konuda haklısın bak. Seni yanıma almayacağım kesin ama. | Open Subtitles | انتى محقه فى ذلك اعلم انى لن اقوم باعطائك توصيله |
Tabi haklısın. Belki şu anda pek rahatlatıcı gelmiyor bunlar sana. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت محقه ، ربما لن تتفهمي كلامي في هذه اللحظه |
Sen haklıydın. Ben haksız. Ama şu anda "sana söylemiştim" konuşması yapacak zamanımız yok. | Open Subtitles | أنت محقه أنا أخطأت ولكنه ليس الوقت المناسب لهذا. |
Belki de doktor haklıydı. Senin Arnavut olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | ربما كانت الطبيبه محقه قالت بأنك لست ألبانياً |
Şey, sen haklıydın, lise doğruluk için Doğru bir yer değil. | Open Subtitles | حسناً، لقد كنتِ محقه الثانوية ليست مكاناً للحقيقه |
Sherry haklıymış. | Open Subtitles | شيري محقه ، لقد تم اخلاء القوات منذ ساعة |
Hayır, haklısın. Çünkü kelimeler işe yaramıyor. Bu nedenle sana bu şarkıyı yazdım. | Open Subtitles | لا , أنتي محقه لان الكلمات لاتنفع , لذلك كتبت لك هذه الآغنيه |
Tamamen haklısın, Bayan Clyde. Artık kimseye güvenemeyiz. | Open Subtitles | أنت محقه تماما يا مس كلايد لا يمكننا أن نثق بأى أحد |
Patrick Verona ile kırıştırmak yerine ihtiyar kadınlara su dağıtan sensin ama sen haklısın. | Open Subtitles | افضل من تقبيل باتريك فرونا لكنكي محقه انا المثيرة للشفقة 175 00: |
haklısın. Geçen bunca seneden sonra, düzenin nasıl işlediğini, iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنتِ محقه, بعد كل هذه السنوات أعلم كيف تسير الأمور. |
haklısın. Çok fazla zarar verdim. Biliyorum. | Open Subtitles | أنت محقه لقد فعلت الكثير من الدمار يمكنى رؤيه هذا |
haklıydın, burada ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنتى محقه يجب ألا أموت هنا كيف خرجت من غرفتك ؟ |
- haklıydın. Biraz ayrı kalmak ikimize de yaradı. | Open Subtitles | وكنت محقه أرى الأن انه الوقت أعطانا الكثير من الأشياء الجيده |
Stella haklıydı. | Open Subtitles | ستيلا كَانتْ محقه. لم يكن من أجل المالِ. |
Belki de Lux ilk tanıştığımızda söylediklerinde haklıydı. | Open Subtitles | ربما لكس كانت محقه ، عندما قالت لي عندما قابلتها لأول مرة |
- Orduyu da, o çocukları da s*keyim! - Doğru. | Open Subtitles | اللعنه على الجيش وعلى هؤلاء الاولاد هل انا محقه |
Annem haklıymış, şu şişeleri yeterince büyük üretmiyorlar. | Open Subtitles | أمي كانت محقه, هم لا يجعلون الزجاج كبير بشكل كاف |
Şu an hissettiğim kadarıyla, belki de haklısınız. Önce bir rehabilitasyon merkezine gitmeliyim. | Open Subtitles | ما افكر به الآن انك ربما تكوني محقه يجب علي الذهاب لمركز إعادة التّأهيل أولاً |
Deneyimlerime göre böyle bir şeyden şüpheleniyorsan onda dokuz haklısındır. | Open Subtitles | حسنا حسب خبرتي إذا كنتي تشكين بشئ كهذا فبنسبة 9 من 10 أنتي محقه |
Bunun kötü biR fikir olduğunu söylediğinde haklıymışsın. | Open Subtitles | حسناً, انتِ محقه بخصوص أن هذه كانت فكره سيئه |
Diyelimki haklıyım. Diyelimki nerede olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | أفترض أنني محقه ،افترض انهم لا يعلمون أين هيا |
O haklı. CIA bilemez. Ve bu isimleri bilen tek kişi benim. | Open Subtitles | انها محقه, ال سي اي ايه لا تعرف, انا فقط اعرف الاسماء |
Fakat, olanlardan çıkaracağımız ders şu ki : Haklıydım. | Open Subtitles | لكن العبرة التي نخذها من هذه هو انني كنت محقه |
Ama haklıysan, ve şu an bir şey söylersek o zaman Maggie cezalandırılabilir ve o küçük çocuk ortada kalır. | Open Subtitles | لكن اذا كنتي محقه وقلنا لها شيئا ربما ماجي ستعاقب والمصروف ينقطع عن الطفل الصغير |