"مختلفًا عن" - Traduction Arabe en Turc

• farklı
• farkı

Bu yüzden bu modeli geliştirdik; geleneksel tarım modellerinden farklı olabilmek için.
ولذلك صممنا نموذجنا ليكون مختلفًا عن برامج تطوير الزراعة التقليدية.

Onun adı Küçük Dere'ydi ve diğerlerinden farklı görünüyordu.
كانوا يسمونه ذو الصرير الصغير ولكنه بدا مختلفًا عن البقية

Bunun üniforması diğerlerinden farklı.
هذا يرتدي زيًّا مختلفًا عن الآخرين قد يكون الكابتن؟

insanların festivallerinden bir farkı yoktur.
.في الخارج، الحفل ليس مختلفًا عن مهرجان البشر

Güneydeki gibi sahiplere mezar açmaktan hiçbir farkı yok gibi.
لا يبدوا الأمر مختلفًا عن الحفر لسيدّ بالشمال

Hatta, mümkün olduğunca babamdan daha farklı birini seçmeye çalıştığım halde, sizin gibi olamam.
في الواقع ، لقد قمت بكل ما في استطاعتي لاختيار من ظننته مختلفًا عن والدي كليًّا

Buradaydım çünkü, senin diğer pisliklerden farklı olduğunu düşünecek kadar aptaldım.
وها أنا ذي، غبية بما يكفي لأصدّق أنّك كنت مختلفًا عن أولئك الزنوج الآخرين.

FBI kaybettiği zaman diğer insanların kaybetmesinden farklı olur.
حينما تخسر المباحث الفيدرالية يكون الأمر مختلفًا عن خسارة الآخرين

O çocuğu bu ikisinden farklı yetiştirme şansın var.
وأنت لديك فرصة لتجعله مختلفًا عن هذان الاثنان.

Yaratığın sinir sistemi bizimkinden farklı değil.
النظام العصبي للمخلوق ليس مختلفًا عن نظامنا.

Pazar günlerinin hissi pazartesiden farklı olur.
وينبغي أن يكون الشعور بيوم الأحد مختلفًا عن الاثنين.

Diğerlerinden farklı görünüyor.
يبدو مختلفًا عن الرموز الأخرى.

Özetlemek gerekirse, her zaman kendimi memnun etmeye çalıştım, diğerlerini değil ve her nasılsa işe yaramış görünüyor, çünkü sanırım diğer insanlardan o kadar da farklı değilim.
باختصار، دائمًا ما أحاول إرضاء نفسي، وليس الآخرين وبطريقة ما، أرى أن هذا قد نجح لأني أعتقد بأني لست مختلفًا عن الآخرين.

Ama o nasıl oluyor da sizden farklı oluyor?
لكن أنّى يكون مختلفًا عن أيّ منكم؟

Kana kanla cevap verilmesinden neresi farklı bunun?
أنّى يكون ذلك مختلفًا عن لب مقولة "الدم بالدم"؟

Diğer herkesten daha farklı değilim.
أنا لست مختلفًا عن الجميع.

Bence hepsinin altında, mesela şu şapkanın altında sen de Twila Stansberry'den pek de farklı değilsin.
أظن بأن خلف هذا كله تحت تلك القبعة انت لست مختلفًا عن (توبلا ستانزبيري)

Onyıllardır süregelen başarısız görüşmeleri göz önünde bulundurursak, bu seferkinin diğerlerinden farkı nedir?
ما الذي يجعل هذا التفاوض مختلفًا عن غيره؟

Her ne kadar tersini söylese de babasından hiç farkı yok.
لا يهمّ ما يعظ به، ليس مختلفًا عن أبيه.

Ön ödeme yapmaktan ne farkı var?
كيف يكون هذا مختلفًا عن دفعي للمال؟