Dört ay sonra, hala tatmin olmuyor ve bize depoda bir dolap bırakıyor. | Open Subtitles | بعد 4 أشهر ما زال غير قادرا على الانتشاء لذلك فتح مخزنه لنا |
Tüm raflar, CPUlar ve kablolar ofisteki depoda. | Open Subtitles | كل الرفوف , وحدات معالجه الرسومات , والكابلات مخزنه فى المكتب |
İnsan silahlarıyla olacaktır. Sandıklar dolusu var onlardan depoda. | Open Subtitles | -اسلحة البشر سوف تعمل توجد صناديق لها مخزنه. |
Onun deposunu görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى مخزنه |
Odessa, Teksas'tan bir kağıt satıcısının süper güçlere sahip bir seri katili barındırdığı ve deposunu bir önseziye dayanarak bastığınız doğru mu? | Open Subtitles | أن هذا البائع في (أوديسا) بـ(تكساس) يخفيحقاًقاتلخارق, و أنك اقتحمت مخزنه على أساس حدس؟ |
Patron deposunun dolu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ،ليست ملكي قال رئيسي أن مخزنه كان ممتلئاً |
Kaçırdığı insanları boşalttı ve konteynır deposunun yanında duruyor. | Open Subtitles | لقد فرغ محتوياتها البشرية, ووقفت عند مخزنه |
Tamam, Sanırım onu Omar'ın deposundan çalmalıyız. | Open Subtitles | وهذا الشخص هو انت حسنا اعتقد اني سالحق بعمر الى مخزنه |
öyle değil. Eşya çalındı. Grimrock eşyayı kendi deposundan çaldı. | Open Subtitles | جرِم روك سَرَق الطوق من مخزنه الشخصي |