"مدرّب" - Traduction Arabe en Turc

• koç
• koçu
• eğitimli
• eğitmeni
• eğitilmiş
• öğretmeni
• hoca
• antrenör
• koçuyum
• eğitmen
• antrenörü
• koçun
• koçuyla
• eğitimi
• eğiticisi

Kimse kaybedeceği oyun için koç olmayı istemez.
لا أحد يرغب اللعب من أجل مدرّب يسخر من اللعبة الكبرى

Aile babası, kilise gönüllüsü, Küçükler takımı koçu.
إنه رب عائلة، متطوّع في الكنيسة، مدرّب رياضي صغير في بعض النوادي

eğitimli bir maymun bile tedavi edebilir. Bakalım o maymun kim olacak?
يستطيع أي قرد مدرّب أن يداويها لنر من سيكون هذا القرد

İşte o zaman muhabirlerimden biri onun yelkenli eğitmeni ile göründüğünü söyledi.
حيث أخبرني أحد الصحفيين أنها شوهدت مع مدرّب الإبحار الخاص بها

Çok iyi eğitilmiş, uykudaki bir Rus ajanıyla karşı karşıyasınız. Ne pahasına olursa olsun kimliğin korur.
أنتما في مواجهة عميل روسي نائم مدرّب جيّدا الذي سيحمي هويته بأيّ ثمن.

İyi tarafından bakacak olursak lisede yüzme öğretmeni olamazsan bile hiç değilse adamın havuzunu tamir edersin.
حسناً، لننظر للجانب المشرق.. إذا كنت لاتستطيع أن تكون مدرّب سباحة فـ على الأقل تصبح مصلحاً لأحواض السباحة.

Oğlunu daha iyi bir tenisçi yapacak hoca daha dünyaya gelmedi.
لا مدرّب في العالم يمكن أن يجعل إبنكِ لاعب تنس أفضل.

Antrenörüm bir şey demedi. Hem de çok iyi bir antrenör.
مدرّبي لا مانع لديه بهذا وهو مدرّب مؤهّل

koç Haskins, Louie Dampier ve Pat Riley hakkında ne düşünüyorsunuz?
مدرّب هاسكينز، كيف تخطّط إيقاف لوي دامبير وبات رايلي؟

koç, çocukların gevşemesini sağlayacak birkaç alıştırma gösterebilirim.
في الحقيقة يا مدرّب , أعلم اثنان من تمارين التمثيل اعتقد انه قد يخفف من توتر الجميع

Son baktığımda henüz bir maç bile kazanamamıştık, değil mi koç?
آخر مرة تفقدت ، لم نفز بأي مباراة صحيح يا مدرّب ؟

İyi tarafından bak... lise yüzme koçu olamazsan... en azından havuzu tamir edersin.
حسناً، لننظر للجانب المشرق.. إذا كنت لاتستطيع أن تكون مدرّب سباحة فـ على الأقل تصبح مصلحاً لأحواض السباحة.

o...o küçükler liginin koçu.O bir çok şey olabilir,
هو ... هو مدرّب رابطة البيسبول . هو الكثير من الأشياء

İyi eğitimli ve donanımlı.
مدرّب تدريباً عالياً ومموّل تمويلاً جيّداً

Arkadaşının son derece eğitimli katilden aşağı kalır bir yanı yok.
صديقكِ ليس إلّا قاتل مدرّب على أعلى مستوًى.

Yunus eğitmeni seksi. Erkek arkadaşım yunus eğitmeni.
جنس مدرّب الدلافين حبيبي مدرّب دلافين

Belki, spor hakkında tahminde bulunan eğitilmiş bir maymun değilimdir, ve bu şovdan burası ahlâken ve etik olarak daha rahat bir yer oluncaya dek gidiyorumdur belki.
ربّما انّني لست مجرّد قرد مدرّب يقوم بتقديم نشرات عن الرياضة وربّما انّي سوف اغادر

Senin baban karate öğretmeni mi?
هل والدكِ مدرّب كاراتيه؟

Bir keresinde, büyük bir bale şirketinden bir hoca beni dans ederken gördü, özetlersek iki gün sonra bir iş teklifinde bulundular.
وذات مرة، رآني مدرّب من .. شركة باليه كبيرة .. وأنا أرقص، و .. بإختصار بعد يومين، عرضوا عليّ عملاً

Yüzyüzeydik, antrenör ile hakem gibi.
تواجهنا وجهاً لوجه مثل مدرّب وحكم.

Onun koçuyum. Minikler ligi koçuyum.
أنا مدرّبه، أنا مدرّب الإتحاد الصغير خاصّته

- Kılıca ihtiyacım yok. İhtiyacım olan onurlu bir eğitmen...
لا أحتاج للسيّف، ما أحتاجه هو مدرّب شريف

Ve spor, kızgın antrenörü artık bir beysbol sopası ile hakem bayıltır.
و في الرياضة مدرّب غاضب يضرب بمضرب البيسبول

Mahkumları, koçun oyun için oyuncu seçtiği gibi seçip para uğruna hapishane dışına suç işlemeye gönderiyor.
يقومُ بإرسال السُجناء لإرتكاب جرائم لأجل المال، مثل مدرّب يختارُ اللاعبين لأجل مُباراة.

O sabah fazladan antrenman yapmak için koçuyla buluşacaktı, ama hiç gitmemiş.
يفترض به مقابلة مدرّب فريقه صباح اليوم التالي من أجل القيام ببعض التمارين الإضافية , لكنه لم يحضر قط

Ninja seviyesindeki nişancı gibiyim. İhtiyacım olan tüm eğitimi aldım.
أنا كالنينجا المهرة في الرماية إنّي مدرّب على أعلى مستوى

Aladin, dünyanın en küçük fil eğiticisi!
علاء الدين، أصغر مدرّب للفيلة في العالم!