Ayrıca seçim komitesinin ilk toplantısına davetli olduğunu da söylememi istedi. | Open Subtitles | وأمرني أيضا أن أخبرك أنك مدعو لحضور الاجتماع الأول للجنة الانتخابية |
Ya da akşam yemeğine davetli bir konuk, yemekten sonra cüzdanını çıkartarak size yemeğin parasını ödemeyi teklif ederse, bu da fazlasıyla garip bir durum olur. | TED | أو إذا قام ضيف مدعو للعشاء بعد الوجبة باخراج محفظته وعرض دفع مبلغ الوجبة، ذلك يمكن أن يكون تصرف أخرق بالمثل. |
Ailesini ayarladığını, ve yemeğe davetli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أعدت والديها و أنك مدعو للعشاء |
Tabi. - Bir kere davet edildin mi daima gelebilirsin sanıyordum. | Open Subtitles | أكيد ، أنا فكرت للحظة أنك مدعو أنت دائماً يمكنك الدخول |
Wayne Federman film çekimini izlemek için bizi Los Angeles'a davet etti. | Open Subtitles | ووين فيدرمان مدعو نا خارج إلى لوس أنجليس. لمشاهدة فلمه أن يصوّر. |
Bunu öğle yemeğinde konuşuruz. Ailemle beraber öğle yemeğine davetlisin. | Open Subtitles | سنتحدث عنها على الغداء أنت مدعو على الغداء مع عائلتي |
davetsiz misafir en azından kendini takdim etme nezaketini gösterebilir. | Open Subtitles | الغير مدعو هل لديك اللباقة على الأقل لتقدم نفسك ؟ |
Salı akşamı Frank'in ebinde büyük akşam yemeği var. Herkes davetli. | Open Subtitles | سيكون هناك عشاء كبير ليلة الثلاثاء بمنزل فرانك والجميع مدعو. |
Yeni evim için parti veriyorum senin de davetli olduğunu söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل اخبرتك اننى سأقيم حفلة فى بيتى وانت مدعو ؟ |
Sizin partinize davetli olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | لقد ادّعى إنه مدعو إلى حفلك. حسناً ، حسناً. |
Yarınki Şükran Günü yemeğine davetli olduğunu biliyorsundur umarım. | Open Subtitles | اتمنى أن تعلم أنك مدعو غدا في مأدبة عيد الشكر |
Nedense bu partiye ben yine mi davetli değilim, hâlbuki benim paramı çalıyoruz. | Open Subtitles | ألست مدعو لهذا البحث والتنقيب حيث نسرق مالي الخاص ؟ |
Sen davetli değilsin. Bir halt karıştırdığını biliyorum. | Open Subtitles | أنت غير مدعو منذ البداية علمت بانك تخطط لشئ |
-Memleketime davet edilmem benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | بريكير أنه يَعْني الكثيرَ لي،بأَن أكون مدعو في بلدة ولادتي |
davet edilmeden ziyaretinize gelmeyeceğimden mi çekiniyordun? | Open Subtitles | اتخاف ان اكون قد جئت بدون أن اكون مدعو أولا؟ |
Eğer, davet edilmemiş, orada olması istenmeyen bir ama oraya sızmış birisiyle gelsem nasıl hissederim acaba? | Open Subtitles | بماذا سأشعر إن ظهرت، بدخيل غير مدعو وغير مرغوب فيه؟ |
Kampanyaya büyük katkısı olmuş birisin. Elbette davetlisin. Seni seviyorlar. | Open Subtitles | أنت متبرع مهم لذا أنت مدعو , إنهم يحبونك |
Saat yedi gibi bizim evde yemeğe davetlisin. | Open Subtitles | أنت مدعو للعشاء الليلة ، تماما الساعة السابعة |
Ve yemeğe davetsiz bir misafir gelmiştir. | Open Subtitles | وهناك واحد غير مدعو جاء لكي يلتهمهم علي العشاء |
Neden tekrar davetliyim? | Open Subtitles | مرة أخرى، لمَ أنا مدعو لهذه الحفلة؟ |
#davetlisiniz,...# #...adilik edip, geç kalmayın.# | Open Subtitles | ¶أنت مدعو¶ ¶لا تكن أحمقـًا وتأتي متأخّرًا¶ |
sözde uzmanından, göz ardı etmeyi tercih ettiğin kanıtlara yaklaşımımı bizi bir kalıp, neden bulmaktan alıkoymasına kadar hala başladığımız noktadayız. | Open Subtitles | من مدعو خبيرك إلى الدليل إخترت الإهمال إلى الحقيقة بأنّ نظرتك له نا لا أقرب |
Bütün personel Bçvş. Bilkonun motor kademesine katılmaya davetlidir. | Open Subtitles | الجميع مدعو عند الرقيب بيلكو في وحدة المدرعات. |