Bir devlet memuru olmaya karşı bir ilgim yoktu, ceza hukukuna karşı bir ilgim yoktu ve kesinlikle de bir savcı olabileceğimi düşünmüyordum. | TED | لم يكن لدي اهتمام في أن أكون موظفا حكوميا، أو اي اهتمام في القانون الجنائي، ولم أفكر قطعا في أن أكون مدعي عام. |
İyi bir savcı Büyük Jüri'ye jambonlu bir sandviçi bile dava ettirebilir. | Open Subtitles | مدعي عام جيد يمكنه الحصول على هيئة محلفين كبرى لتتهم أي أحد |
Geçen yıl, McKinley'nin davasından sorumlu Bölge savcısı, bu davayla alakası olmayan şikayetlerle yolsuzluktan hüküm giydi. | TED | في السنة الماضية، تمت إدانة مدعي عام المقاطعة الذي تابَع مكتبه قضية ماكينلي بتهم فساد غير ذات صلة. |
Bay Montgomery, bu Dedektif McDuff Teğmen Washington ve Bölge savcısı Robert Barton. | Open Subtitles | سّيد: مونتغومري المحقق مكدوف بولستي الملازم أوّل واشنطن و مدعي عام المنطقة روبرت بارتن. |
Bölge savcılığı ofisi, ağabeyin ve onun iş arkadaşları hakkında... | Open Subtitles | و لكن مكتب مدعي المقاطعة تناول محادثات جادة بشأن أخيك |
Bir savcıyı kişisel meseleleriniz için kullanmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تحاول استغلال مدعي عام لصالح شؤونك الخاصة؟ |
Bu aile özel bir savcı kiraladı. | Open Subtitles | .العائلة أستأجرت مدعي خاص هذه غير مقبول بالمرة |
Adım John Carreli Bayan Tramell, savcı yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا جون كارلى، الآنسة ترامل مدعي عام منطقة مساعد |
Michael, New York bölgesi savcı yardımcısı olarak çalışıyordu. | Open Subtitles | مايكل كان يعمل كمساعد مدعي عام منطقة نيويورك |
Masum bir kurban, hilekar bir kötü, gerçeği arayan bir savcı, adaleti dağıtan bir hakim, ve de fazla para alan bir avukat. | Open Subtitles | هناك دائماً ضحية بريئة و شرير مخادع و مدعي يبحث عن الحقيقة |
Ben Bölge savcı yardımcısıyım. Kamuyu temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا مساعد مدعي عام القطاع وأنا أمثل الناس |
Eyalet savcısı için hayır ama, bir köpek yakalayıcısı için evet. | Open Subtitles | لا لـ مدعي العام للدوله لكن نعم لكلاب الضاله؟ |
çünkü olay sırasında başka yerdeyim ki bu bilgiler Bölge savcısı ile yaptığım anlaşma doğrultusunda tamamen gizli kalacaktı. | Open Subtitles | أطلق سراحي لأنّني كنت غائباً، التفاصيل التي خُتمت كجزءٍ من الاتفاقيّة أبرمتها مع مكتب مدعي عام المنطقة. |
Başsavcı Yardımcısı, ABD Güney Bölgesi savcısı ve FBI'ın Müdür Vekili ile konuştum. | Open Subtitles | هذا كان مساعد المدعي العام، مدعي الولايات المتحدة في الدائرة الجنوبية، والمدير المفوض للمباحث الفيدرالية على الهاتف. |
Ben bir Bölge başsavcısı yardımcısıyım. Sistemin nasıl işlediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا مساعد مدعي عام لمنطقة وأعرف كيف يسير العمل بالنظام |
Bir savcıyı kovuşturmayı yürütürken yaptığı seçimlerden dolayı suçlayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنهم إدانة مدعي عام بسبب خياراته خلال مقاضاة أحدهم |
Polise, eyalet savcısına... ve DEA'ya açılacak tazminat davası... sonuçlanınca onun adını parklara verecekler. | Open Subtitles | وعندمانعبر. مقاضاة الشرطة و مدعي عام المنطقة ودي. إي. |
Bayan Watkins gibi tecrübeli bir savcının avukatına haklarını hatırlattıracağını sanırdım. | Open Subtitles | أفكر بأن مدعي عام متمرس مثل سيدة وتكينز ستطلب لها محامي |
Bu ülkeye Empire Times için çalışan uluslararası bir muhabir olarak giriş yaptım ama... | Open Subtitles | لقد دخلت هذه البلد مدعي أنني صحفي (يعمل لدى (إيمباير تايمز كمراسل دولي |