"مدى الحياة" - Traduction Arabe en Turc

• hayatın boyunca
• hayatı boyunca
• ömürlük
• hayat boyu
• sonsuza dek
• sonsuza kadar
• hayatım boyunca
• Lifetime
• ömür boyu süren
• müebbet
• yaşam boyu
• müebbete
• hayat boyunca
• ömür yetecek

Ama uğrunda savaşmadığın bir hayal hayatın boyunca içini kemirir.
ولكن عليك أن تدافع عن حلمك وإلا ستندم مدى الحياة

Peki, hayatı boyunca çocuğumuzla ilgili tüm kararları sen al.
حسنا, لم لاتأخذين انت كل القرارات المتعلقة بطفلنا مدى الحياة

Bir ömürlük ekonomik garantiyi kayınlarla bir kahvaltı için riske atmayacağım.
لن أجازف في التأمين المالي مدى الحياة مقابل وجبة فطور وغداء مع الأصهار

O halde, seni Canavar Adası'nda hayat boyu dehşete mahkum ediyorum.
في هذه الحالة، أعلن عقوبتك رعب مدى الحياة في جزيرة الوحوش

Anlıyorum... Öyleyse seni sonsuza dek korkak ilan ediyorum.
ثمّ أنا بموجب هذا أعلنْك دجاجَ مدى الحياة.

sonsuza kadar lanetli... sürekli bir hayvan gibi avlanıcak.
وهى ملعونة بان تقضي مدى الحياة فى البؤسِ. وتقوم باصطياد الاحياء كالحيوان المتوحش

Bütün hayatım boyunca benim için işleri yoluna sokmanı bekleyemem. - Elbette bunu yapabilirsin.
لا يمكننى الاعتماد عليك ان تصلح اخطائى مدى الحياة

Sen bu işi yap, ben de hayatın boyunca arkanda olayım.
احضر لي الدجاج وسأتأكد من أن تحصل عليه مدى الحياة

hayatın boyunca çırpınıp gösterecek bir şeyin olmaması ne demek bilmiyorsun.
أنتِ ليس لديكِ أي فكرة عن معنى الكفاح مدى الحياة وعدم الحصول على أي شيء في المقابل

hayatın boyunca kız kurusu olarak kalacağını düşünmüştük.
كنّا متأكدين أنكِ ستبقين عانسًا مدى الحياة.

Eğer o kan hakiminse ki sanıyorum öyle,adam hayatı boyunca hapiste kalır.
اذا كان ذلك دم القاضية واعتقد انه هو سيسجن مدى الحياة

Bütün arkadaşlarına anlatacak. hayatı boyunca müşterimiz olacak
سوف يخبر أصدقاءه ، سوف يكون زبون مدى الحياة

20 yaşımda bir yarışma programına katılıp ömürlük jilet seti kazanmıştım.
في العشرينات من عمري ظهرت في برنامج مسابقات و فزت بمخزون مدى الحياة من الشفرات

Birkaç aylık iş olduğunu söyledi ama içimde bu işin ömürlük olduğuna dair bir his var.
قالَ أنّ ذلك سيكون لمدّة شهرين. ينتابني شعور أنّه إزعاجٌ مدى الحياة.

Uygun bakım, dikkatli tasarım ile bambudan inşa edilen yapı hayat boyu kalabiliyor.
عالجه جيدا، صممه بحذر، و بناء الخيزران يمكن أن يصمد مدى الحياة.

Kral'a yalan söyle diyemem ama yaparsan, sonsuza dek minnettar kalırım.
لا أستطيع أن آمرك أن تكذب على الملك و لكنك ستكون صديقي مدى الحياة إن فعلت.

Kuzey Atlantik martıları gibi sonsuza kadar ayrılmayacağız. Bir başka kadına bakmayı düşünemiyorum bile.
مثل طيور القطب الشمالي , شراكة مدى الحياة

Aynı numara benim rütbemi yükseltip hayatım boyunca arşivlerde yer etmemi sağladı.
أيضاً وضعني في رتبة عالية و ملف مدى الحياة

Alfred, sen fazla Lifetime filmi seyredip Chardonnay içiyorsun.
ألفريد، كنت قد تم مشاهدة الطريق الكثير من الأفلام مدى الحياة و شاردوناي الشرب.

Geçici heves ve ömür boyu süren tutku arasındaki tek fark, geçici hevesin biraz daha uzun sürmesidir.
إن الفرق الوحيد بين النزوة و عاطفة مدى الحياة هو أن النزوة تدوم لوقت أطول

Donny Faster müebbet hapse mahkum. Şartlı tahliye hakkı da yok.
دوني فاستر تخدم حكم بالسجن مدى الحياة بدون إمكانية إطلاق السراح.

Evet fakat yaşam boyu başarı ödülü kazanma ihtimalim var.
نعم، ولكن أنا سوف ربما الحصول على الإنجاز مدى الحياة.

"Rikers Adası'nda 25 yıldan müebbete kadar kalmak istiyor musun?"
تريد أن تمضي 25 إلى مدى الحياة في جزيرة رايكرز؟

Çocuklukta bir kez kurulan eşleşmeler hayat boyunca sabit kalır.
وامتلاك هذه الحالة منذ الطفولة، يُبقي هذا الاقتران مدى الحياة.

O kadar yoğun enerjiye sahip ki size bir ömür yetecek toryum avucunuza sığabilir.
وهو غني بالطاقة لدرجة أنه يمكنك الحصول على مخزون من طاقة الثوريوم مدى الحياة في راحة يدك.