Örneğin mağdurların başlarına gelenleri Sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz. | TED | فمثلًا، لا نعتقد أن الناجين عليهم إعادة سرد تفاصيل قصصهم مرارًا وتكرارًا. |
Sürekli aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç çıkmasını umuyoruz. | Open Subtitles | فعل نفس الشيء مرارًا وتكرارًا مع توقع نتيجة مختلفة، حسنٌ؟ |
Sürekli yapmaya devam edecek çünkü kaybettiği o şeyi asla geri alamayacak. | Open Subtitles | سيستمر فقط في فعلها مرارًا وتكرارًا لأنه لن يستعيد أبدًا ما فقده |
En yoksul insanların, sert havalara karşı en zayıf olduğunu defalarca görmemize rağmen. | TED | على الرغم من أننا نرى مرارًا وتكرارًا أن الأشخاص الأكثر فقرًا هم الأكثر تأثرًا بتغيرات المناخ العنيفة. |
Bunu defalarca anlaşılır şekilde söyledim: Her sabah uyumaya giderken Amerikan halkı için ne yapabilirim diye düşünüyorum. | TED | وضحت مرارًا وتكرارًا أنني أنام كل صباح وأفكر ماذا يمكن أن أفعل للشعب الأمريكي. |
Ve tüm bu eko ve kelimeler Tekrar tekrar duyuluyor | Open Subtitles | في ما كان ينبسون به مرارًا و تكرارًا مازالوا يتحركون |
- Daha neler, kapıya çarpmışsın. - Evet. Tekrar tekrar hem de. | Open Subtitles | هراء أنك اصطدمت بباب. أجل، مرارًا وتكرارًا. دخلت في شجار مع الشرطة. |
Milyonlarca defa aradım bebeğim. Sürekli arayıp durdum. - İyi misin? | Open Subtitles | ،اتصلت بك مليون مرة يا حبيبتي .رحت أتصل بك مرارًا وتكرارًا |
Yıllardan beri anlatmaya çalıştığım hikayelerim var, yeniden yeniden yazdığım ve ve Sürekli doğru kelimeleri aradığım. | TED | لدي قصص حاولت لأعوام أن أقصّها، أعيد صياغتها مرارًا وتكرارًا، وأبحث باستمرار عن الكلمات المناسبة. |
ya geleceğimizle ilgili kayıtsız kalırız, her yeni teknolojinin kârlı olacağına körü körüne inanıp bunu mantra olarak dümensiz bir gemi gibi kendi eskimemize doğru yönelirken, kendimize Sürekli tekrarlayabiliriz. | TED | إما أن نرضى بمستقبلنا، ونؤمن بشكل أعمى بأن أي تكنولوجيا جديدة لابد وأن تكون مفيدة ونكرر ذلك على أنفسنا، مرارًا وتكرارًا كتعويذة ما ونحن ننجرف كسفينة بلا دفة تجاه هلاكنا. |
Bu da demek oluyor ki müzik Sürekli kendini Tekrar ediyor ve yeteri kadar kapsamlı olmuyor. | TED | وهذا يعني بأنّ الموسيقى تتكرر وتتكرر وتتكرر مرارًا وتكرارًا، وهذه ليست تجربة غامرة للغاية. |
Sürekli kavga ediyorlarmış. Bir keresinde, polis bile gelmiş. | Open Subtitles | هن يتشاجرن مرارًا و تكرارًا، حتى الشرطة قد آتت. |
Yani bu basit görselleştirme işlemi ve bunu defalarca yapma oldukça kayda değer sonuçlar ortaya koyuyor. | TED | هذا العمل البصري البسيط والقيام به مرارًا وتكرارًا يقود لنتائج ذات أهمية كبرى. |
Eğer sadece defalarca kez, denenmiş ve başarılı olmuş şeyleri tasarlamama izin varsa, o zaman yandım demektir. | TED | إذا كان الشيئ الوحيد المسموح لي بالتفكير به هو الأفكار التي استخدمت مرارًا وتكرارًا، فقد قضي علي. |
Bana defalarca saygısızlık yapılmasına izin verdiğim için kendimden nefret ettim. | TED | كرهت سماحي لأشخاص بأن يقللون احترامهم معي مرارًا وتكرارًا |
Burada, çocuklar kartları bir özelliklerine göre sınıflandırmak zorunda -- mesela şekline göre --- bir alışkanlık kazanana kadar defalarca. | TED | في هذه المهمة، على الأطفال فرز البطاقات على مستوى واحد من خلال أشكالها مرارًا وتكرارًا حتى تصبح لهم عادة. |
Kardeşim de öyle ve o okyanusun derinliklerinde Tekrar tekrar boğuluyor. | Open Subtitles | وربيب تحوُّل أخي الذي يغرق مرارًا لا متناهية في قاع المحيط. |
Bir şeyleri Tekrar tekrar deneyimlediğimizde önemlerini kaybederler. | TED | عندما نجرب ونختبر الأمور مرارًا وتكرارًا، فإنها تفقد جاذبيتها. |
Küçük çocuklar bu videoları Tekrar tekrar izliyorlar ve bunu saatlerce yapıyorlar. | TED | والصغار يشاهدون هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا، ويستغرقون ساعات طويلة في مشاهدتها. |
Bir de otomatik oynatma var, bu videoları bir döngü içinde sonsuz bir şekilde saatlerce Tekrar tekrar oynatan. | TED | وهناك تشغيل تلقائي، حيث تستمر في عرض هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا في حلقة لا نهائية لمدة ساعات طويلة في كل مرة. |
Tekrar tekrar, sanki şafaktan hemen önce ölümle yapılan uğursuz bir dans gibi aynı şey tekrarlanıp gider. | TED | مرارًا وتكرارًا حتى تخورَ قواك، كرقصةٍ مشؤومةٍ مع الموت قبل الفجر مباشرة. |