Burada bir gözlemci olsun: Bu bir göz olabilir, bir teleskop olabilir... | TED | إذا كان هناك مراقب: قد تكون عين مجردة أو منظار فلكي. |
Bu gemi John A. Warden'ın peşinde değil mi? | Open Subtitles | هذه السفينةِ بحثاً عن جون أي . مراقب أليس كذلك؟ |
4 kilometre ileriye bir gözcü diktim. | Open Subtitles | لـقد وضـعت مراقب هـناك يبعد بحـوالي 4 كيـلومترات |
Merhaba demek istedi tatlım. - Kalp atış monitörü neden kapalı? | Open Subtitles | أنها تعني مرحباً، حبيبتي لماذا مراقب دقات القلب لا يعمل؟ |
Ve telefonların dinleniyor... yanlış giden bir şeyler olmalı! | Open Subtitles | وبعد ذلك اكتشفنا بان هاتف منزلك مراقب , بالتأكيد هناك شيء مـــريــــب |
Tavşan yer değiştirdikçe izlendiğini anlamaması için gözün takım arkadaşları sırasıyla gözün yerine geçer. | Open Subtitles | عندما يسافر الأرنب أعضاء الفريق سيغيرون أنفسهم في موقع العين لكي لا يدرك الارنب بأنّه مراقب |
Electro Guard tarafından Takip ediliyorsunuz." | Open Subtitles | توقف الآن انت مراقب بواسطة الحارس الإلكتروني |
Bir fener bekçisi ya da balıkçıyı seçebilir mi? | Open Subtitles | ماذا تريد اباكى ان يكون؟ صياد سمك,مراقب فنار |
Şu vampirlerden nefret eden mahalle gözcüsü adam ne olacak? | Open Subtitles | أنصت، ماذا عن ذاك الرجل ماقت مصّاصي الدماء مراقب الحيّ؟ |
Bütün banka bir ekip tarafından uydudan izleniyor. | Open Subtitles | كامل المصرف مراقب عن طريق القمر الصناعي بفريق سلت قبالة. |
Bir gece oturuyordum ve ürkütücü bir şeyler hissettim, izleniyorum gibi bir histi. | TED | و في إحدى الليالي كنت جالسة هناك و شعرت بهذا الشعور المخيف حقاً، شعور كأنك مراقب. |
İyi bir gözlemci olduğum için. Güçlü bir iradeye sahibim. | Open Subtitles | لأنى مراقب جيد ، وصاحب ذكاء حاد - فهمت - |
Bir atomun durumu, bir gözlemci tarafından ölçülene kadar belirsizdir. | Open Subtitles | حالة الذرة غير محددة حتى تقاس من مراقب خارجي |
Amerika'lı bir gözlemci ziyarete gelecek. Annen için endişelenme. | Open Subtitles | هناك مراقب أمريكي سيحضر مع جو لا تقلقي بشأن أمك |
John A. Warden'ı bulduğunuzda benimle temasa geçin. | Open Subtitles | الرجاء الاتصال بي إذا وَجدتَ جون أي . مراقب. |
John A. Warden'ı elinin içi gibi biliyorsun. | Open Subtitles | تَعْرفُ الذي جون أي . مراقب مثل خلف يَدِّكَ |
Anlaşmayı biliyorsun burada bir gözcü olarak bulunuyorsun. | Open Subtitles | تعرف الإتفاقية، أنت هنا بمثابة مراقب |
Hayatı tehlikeye girerse kalp monitörü haber verecek değil mi? | Open Subtitles | إذاً مراقب نبض القلب سيقول إن كان في مشكلة |
Telefonlarım hala dinleniyor. Seni komşudan arıyorum. | Open Subtitles | ان هاتفي لايزال مراقب وانا اتصل بك من عند الجيران |
Onu görüntülemek izlendiğini bile bilmezken ve bunu internette yayınlamak. | Open Subtitles | أن تقومي بتصويره حين لا يدري بأنه مراقب وتضعينها على الشكبة العملاقة |
Üzgünüm zaman aldı. Takip edilmediğinden emin olmalıydım. | Open Subtitles | أنا أسف لقد أستغرق وقتاً كان يجب أن أتاكد أنك لست مراقب. |
Evvel zaman içinde, güzel bir fener bekçisi varmış. | Open Subtitles | حَسناً، في قديم الزمان، كان هناك مراقب فنار جميل. |
Şimdi seni aşağıya atmadan önce in, kuş gözcüsü. | Open Subtitles | الأن، إنبطح هناك يا مراقب الطيور قبل أن أطيح بك أرضاً |
Evet, o listedeki herkes yasal olarak zaten izleniyor. | Open Subtitles | أجل، كل واحد من تلك القائمة مراقب من طرف الحكومة |
Sanki izleniyorum gibi geliyor,biliyorum bu delice, bu beni iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | حسناً ، وكأنني مراقب وهذه جنون ، وهذا ما يجعلني أشعر بتحسن |
Hayır, çünkü tamamen izleme üzerine kurulu bir dünyada gerçek özgürlük görülmemekte yatıyor. | Open Subtitles | كلّا، بل لأن في عالم مراقب بالكامل تكمُن الحريّة الحقّة في ألّا تُرى |
Yemekleri sıkı bir şekilde kontrol edildi. Durumuyla öğünleri arasında korelâsyon yok. | Open Subtitles | كل طعامه مراقب جيداً لا علاقة بين طعامه و حالته |
Bir başbakan, bir eyalet sekreteri, savunma bakanı Bir mali işler müdürü veya müfettiş. | TED | هنالك وزير أول، وزير دولة، وزارة الدفاع و مدير مالي، و مراقب. |
John şu Danny Witwer'ı izle, Bakanlıktan gelen müfettişi. | Open Subtitles | جون راقب داني ويتوير جيدا قابلت مراقب وزاره العدل |