O kadar korkmuştum ki zar zor konuştum. | Open Subtitles | كنت مرتعباً للغاية لدرجة أعجزتني عن الكلام. |
İlk başıma geldiğinde ben de çok korkmuştum. Uçağa atlayıp... ben kaçıyorum desen yerden göğe kadar haklısın. | Open Subtitles | لقد كُنت مرتعباً المرة الأولي التي أتوا فيها إليّ لقد خرجت من هُناك |
Biraz korkmuştum. Belki benim peşimden gelir sandım. | Open Subtitles | ، كنت مرتعباً . ظننته سيأتيّّ لقتليّ |
Bu doğru olamaz tatlım. Eğer öyle bir şey olsaydı şu an dehşet içinde olurdum. | Open Subtitles | لا يُعقل أن يكون هذا صحيحاً يا حبيبتي ، لو أنه صحيح لكنت مرتعباً |
- Tanrım, dehşet içinde olmalısın. | Open Subtitles | يا إلهي، ينبغي أن تكون مرتعباً |
- Hiç sanmam. O kadarını anlattığı için bile korktuğunu anladım. | Open Subtitles | أبداً , لقد كان مرتعباً أنه تحدث كثيراً لى |
- Çünkü bir kurt korktuğunu anlarsa sana saldıracaktır. | Open Subtitles | -لأن لو ذئباً ... يراك مرتعباً... ، فإنه سيهاجمك |
Cezaevinde vardığımızda çok fena korkmuştum. | Open Subtitles | عندما وصلنا للسجن كنت مرتعباً تماماً |
korkmuştum ve... | Open Subtitles | لقد كنت مرتعباً |
Karısı kaybolmuştu. dehşet içindeydi. | Open Subtitles | لقد اختفت زوجته , و قد كان مرتعباً |
Bunu her kim yaptıysa, James Medina'nın dehşet içinde ölmesini görmemi istedi. | Open Subtitles | من ارتكب هذا الأمر أراد منّي رؤية (جايمس مدينا) و هو يموت مرتعباً |
Senin de korktuğunu gördüm. | Open Subtitles | و رأيتكَ مرتعباً |