korkunç şeyler oluyor. Hissedebiliyorum. | Open Subtitles | هناك شيئٌ مريعٌ يحدث, يمكننى أن أشعر بذلك |
O da tıpkı sonuncusu gibi korkunç biri. | Open Subtitles | والذي سيُثبت على أنه مريعٌ.. كآخر واحد. |
korkunç bir radyo satıcısısın çünkü kaderinde çok daha büyük şeyler var Tommy. | Open Subtitles | أعتقد أن مريعٌ في أمر بيع الراديوات ذاك يا "تومي" لأن المقدر لك شيء أكبر بكثير. |
Başıma korkunç bir şey gelecek. | Open Subtitles | شيءٌ مريعٌ سيحدثُ لي |
Yürümeyi bıraktım. Ve bir saniye içinde aklım çifte negatifi çok daha korkutucu bir negatife çevirdi. | TED | ان هذا قد يحد من قدرتي على السير لاحقاً وقد تطلب ثواني الامر لكي اكتشف ان الامر مريعٌ جداً |
Ric'e çok korkunç bir şey oluyor ve onun yardımına çok ihtiyacım var. | Open Subtitles | ثمّة أمرٌ مريعٌ يحدث لـ (ريك)، وإنّي حقّاً بحاجة لعونها. |
Bu korkunç bir suçlama. | Open Subtitles | هذا إتهامٌ مريعٌ |
Çok korkunç. -Evet. | Open Subtitles | إنَّهُ لأمرٌ مريعٌ |
korkunç, rezil, rezalet bir insanım ben. | Open Subtitles | ولكنَّني شخصٌ مريعٌ وفظيع |
Bu korkunç! | Open Subtitles | هذا مريعٌ! |
John, korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | -يا (جـون)، شيءٌ مريعٌ حدث . |
Yani benim ilgim o kadar kötü ki bana bir bebekmişim gibi davranarak benim dikkatimi dağıttın? | Open Subtitles | فاهتمامي مريعٌ إذاً، لدرجة أنّكَ فكّرتَ بتشتيتِ انتباهي عن طريق معاملتي كطفلة؟ |
Sadece çok kötü bir insan bunu yapar. | Open Subtitles | ولا يفعلُ ذلك سوى شخصٌ مريعٌ ووضيع |