"مسافة طويلة" - Traduction Arabe en Turc

    • uzun yoldan
        
    • uzun yol
        
    • uzun bir yol
        
    • uzun mesafeli
        
    • uzun bir mesafe
        
    • uzak
        
    • yolun uzun
        
    • uzun mesafe
        
    • yürüyecek uzun
        
    Yaşlı adamcağız uzun yoldan gelmiş, onu üzmek istemedim. Open Subtitles اللوطي العجوز جاء من مسافة طويلة و لم أرِد أن أردّه
    uzun yoldan geldiniz. Susamış olmalısınız. Open Subtitles حسناً , لقد أتيت من مسافة طويلة لابد و أنك عطِشْ
    Eğer bu su, buzun altına yetişiyorsa gidecek uzun yol var demektir. Open Subtitles ولكن إن كان الماء يصل إلى القاع فلا يزال هنالك مسافة طويلة
    Yapmak zorundasınız çünkü önümüzde yürüyecek uzun bir yol var. Open Subtitles ستفعلون هذا لأن أمامنا مسافة طويلة لنقطعها
    Daha önce uzun mesafeli denememiştim. Open Subtitles أقصد ، أنا لم أحاول أن أتسخدمها على مسافة طويلة كهذا
    Bilirsiniz, 50 metre uzun bir mesafe olabilir, eğer tamamen açıkta iseniz, ama sığınağa varmayı başardık. TED كما تعلمون 50 مترا يمكن أن تكون مسافة طويلة إذا كنت مكشوفا تماما. لكننا تمكنا من الوصول للملجأ.
    - Mount Airy'den miş. - Mount Airy, Fishtown'a çok uzak. Open Subtitles هو من مونت ايري مونت ايري تبعد مسافة طويلة عن فيشتاون
    Biliyorum, yolun uzun ama göreve hazırsın. Open Subtitles وأنا أعرف أنها مسافة طويلة وأنت مستعد للذهاب للعمل
    sesin okyanusta uzun mesafe iletimi sırasındaki yansımasını duyuyorsunuz ve yeterince yüksek değil TED وانتم تستمعون للصدى الذي انتقل عبر مسافة طويلة عبر المحيط وهو ليس مرتفع كما السابق
    uzun yoldan geldiniz, susamışsınızdır. Open Subtitles حسناً , لقد أتيت من مسافة طويلة لابد و أنك عطِشْ
    Oh, sonunda. Bunun için uzun yoldan geldim. Open Subtitles أخيراً جئتك من مسافة طويلة لأجل هذا
    uzun yoldan geldim ve çok yorgunum. Open Subtitles لقد اتيت مسافة طويلة انا متعبة جداً
    Ling, bu beyler çok uzun yoldan geldiler. Open Subtitles "لينغ", لقد سافر هؤلاء الرجال العظماء مسافة طويلة.
    Otoyolda çok hızlı ya da çok uzun yol gittikten sonra patlayan bir lastik gibi düşünün. Open Subtitles فكر بالأمر كإنفجار عجلة بالطريق السريع بعد أن قطع مسافة طويلة بسرعة كبيرة
    O kadar uzun yol gelmiş ki, ve bu çok hoş bir jest. Open Subtitles فقد سافر مسافة طويلة وكانت لفتة طيبة جدًا
    Yapmak zorundasınız çünkü önümüzde yürüyecek uzun bir yol var. Open Subtitles ستفعلون هذا لأن أمامنا مسافة طويلة لنقطعها
    Bir şeyi görebilmemiz için ışık düz uzayda uzun bir yol alır. Open Subtitles لكي تري شيئا من على مسافة يجب ان يسافر الضوء مسافة طويلة و يعبر الفضاء حتى تلك النقطة
    Düşünüyordum da, bu uzun mesafeli ilişki olayının hayranı değilim. Open Subtitles لذا كنت أفكر , أنا لست حقا معجبا بأمر العلاقة من مسافة طويلة
    Düşünüyordum da, bu uzun mesafeli ilişki olayının hayranı değilim. Open Subtitles لذا كنت أفكر , أنا لست حقا معجبا بأمر العلاقة من مسافة طويلة
    Manava gitmek için uzun bir mesafe katetmek zorunda kalsam ve nihayet zayıf vücudumu oraya ulaştırıp böcek ilacı dolu yemeğimi yiyerek nörotoksin tükettiğimde eve dönüş yolunu bulamasaydım? TED وماذا لو كان علي أن أقطع مسافة طويلة لأصل عند البقال، وفي النهاية عندما أصل بجسدي المنهك، أستهلك في طعامي ما يكفي من المبيدات والسموم العصبية التي تجعلني غير قادرة على إيجاد طريقي للمنزل؟
    Hiçbir tehlikesi yok diyor. Tek yapmam gereken köprüyü uzak bir mesafeden seyretmekmiş. Open Subtitles إنه يقول أنه لا يوجد خطر هناك "فقط راقب الجسر من مسافة طويلة"
    Günün bu saatinde eve yolun uzun sürer. Open Subtitles انها مسافة طويلة للمنزل في هذا الوقت من اليوم
    Kısa zamanda uzun mesafe kat ederek kâfir ülkesine girdim. Open Subtitles ‫قطعت مسافة طويلة في وقت قصير‬ ‫ودخلت أراضي الكفار‬

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus