Bir havuz dolusu köpek balığı gibi olacaklar ve çelik bir kafeste olmadığım takdirde o havuza atlamam mümkün değil. | Open Subtitles | سيكونون مثل أسماك القرش في مسبح مليء بالأسماك ولن يكون لديّ مفر من القفز ما لم أكن داخل قفص فولاذيّ |
Bu havuz ne ki. Arkadaşımın dev gibi bir havuzu var. | Open Subtitles | والآن هذا المسبح لا شيء عندي صديق عنده مسبح كبير جداً |
Muhakkak bir havuz almamız gerektiğine karar verdik. | Open Subtitles | اتفقنا كلانا أن الحصول على مسبح خاص هي الوسيلة الوحيدة |
Nasıl...? Bebeğim? Beni sonra ara bu evin havuzu ve tenis sahası var. | Open Subtitles | حبيبتي، اتصلي بي لاحقاً و لكن هذا المنزل فيه مسبح و ملعب تنس |
o hatta bir yüzme havuzunda altı basamak yükseğe bile çıkamadı. | Open Subtitles | هي حتى لا تستطيع أن تقفز من إرتفاع ستة أقدام في مسبح |
Sen onları sinirlendir, onlarda seni bir sandalyeye bağlasın ve havuzun dibine bıraksınlar. | Open Subtitles | أنت تغضبهم فيربطونك على كرسي ويتركونك في قعر مسبح |
havuzumuz olabilir. Tenis kortumuz olabilir. | Open Subtitles | يمكننا الحصول على مسبح يمكننا أن نحصل على ملعب للتنس. |
Güzel bir ambar, Amerikalı, ama havuz olmadığı kesin. | Open Subtitles | إنه إسطبل جيّد ، لكنه ليس مسبح ايها الانجليزي |
Tam da havuz aldığınız gün seni ne kadar sevdiğimizi fark ettik. | Open Subtitles | أليس رائعاً أن بنفس اليوم الذي حصلتي به على مسبح هو ذات اليوم الذي أحببناك فيه؟ |
Ahbap, bizim pısırıklardan biri, daha büyük bir havuz yaptırmış, diyorlar. | Open Subtitles | يوجد طفل أكثر حماقة لديه مسبح أفضل من هذا |
Alice'in kiz kardesinin evinde havuz var ama siz içimde yasadiniz. | Open Subtitles | أعلم أن أخت أليس لديها مسبح ولكنكم عشتم بداخلي |
Eğer boşalan olursa hemen taşınırız. havuzu olmalı. Bana bir havuz lazım. | Open Subtitles | لو فتح شيء سننتقل لو كان هناك مسبح فأنا اريده |
Pis belediye! Bana "kendi arazine havuz yapamazsın" diyor. | Open Subtitles | حكومة لعينة, أتمنعي من بناء مسبح على أرضي الخاصة |
Polisler ve yargıçlar, yani azılı suçluları hapse atan insanlar söz konusu oldu mu şüpheli havuzu da epeyce derin olacaktır. | Open Subtitles | من المنطقي، أي شخص يتعامل مع شرطة قضاة لشخص يعمل على جرائم عنيّفة فلا بدّ أن يكون مسبح المشتبه به عميقاً |
O kelimenin bir havuzu veya oteli tarif etmediğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنهم سمّوها بشكل صحيح؟ وأن اسمها ليس مسبح أو فندق؟ |
Nereden aldığını hiç sorma. Ben yüzme havuzunda bile bileğimi geçen yere gitmem. | Open Subtitles | أنا أبداً لا أَذْهبُ أكثر مِنْ عُمق كاحلِ في مسبح. |
havuza sahip olmak güzel bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | لابدَ بأنهُ أمرٌ جميلٌ أن يكونَ لديكم مسبح. |
Çünkü Donaghy yapmak istemediğim havuzun derin tarafına itti beni. | Open Subtitles | والأكثر عليكِ لأن (دونيغي) رماني بداخل عمق مسبح لم أرد |
Yavaş yavaş eriyor. dartlarımız var, havuzumuz var, ve ciddi bir tavla oyunumuz var | Open Subtitles | إنها تذوب ببطء ، لدينا أسهم ، لدينا مسبح و لعبة الطاولة ، لذا |
Bir havuzda terlemeyeli epey olmuştu. | Open Subtitles | مرت مدة طويلة منذ ان بذلت مجهودا في مسبح |
Pekala, sırf bu yüzden, odan çocuk havuzuna bitişik olacak, tamam mı, Bay Zeki Kafa Patlatıcı? | Open Subtitles | جزاءً لك على هذا، سنضع غرفتك جانب مسبح الأطفال حسناً؟ يا محب إنفجار الرؤوس؟ |
Futbol takımları, olimpik yüzme havuzları var. | Open Subtitles | لديهم فريق كرة قدم , مسبح ذو طراز اُولمبي |
- Hemen şurada havuzum da var. | Open Subtitles | اتعلمين, لدي مسبح أيضاً .. هناك |
Buz gibi soğuk havuzdan çıkan birine göre oldukça büyük konuşuyorsun. | Open Subtitles | مخيف جدا كلام قادم من الشاب الذي خرج لتوه من مسبح بارد جدا. الشرطة! |
Demek istediğimi şu şekilde arz edeyim. 27 derece normal kapalı bir yüzme havuzunun sıcaklığıdır. | TED | اريد فقط ان اضعه في اطار، درجة حرارة مسبح عادي هي سبع و عشرون درجة. |
Üç odalı, hemen plajın yanında, havuzlu harika | Open Subtitles | ثلاث غرف نوم ، عند الشاطئ ، وفيها مسبح انها مذهلة |
Otelin yüzme havuzunu kapatıp etkinlik bile düzenledi. | Open Subtitles | حتى انه اقام حفلة و حجز مسبح الفندق كله لي |