Kelly telefonda sesin o kadar üzgün geliyordu ki hemen geldik. | Open Subtitles | كيلي، الذي بدا مستاء جدا على الهاتف الذي جئنا على حق. |
Six'in gittiğine üzüldüğünü biliyorum... ve üzgün görünüyorsun, bu beni üzüyor. | Open Subtitles | اعلم بانك غاضبة بان رقم 6 رحل وأنا مستاء لرؤيتك مستاءة |
kızgın burjuvalar, şüpheli öğretmenler özel hayatına düşkün şairler. | Open Subtitles | وهناك حيث يوجد برجوازي مستاء أو مدير مدرسة عديم الثقة أو شاعر مرتبط وحده بحياته الخاصة |
Dov ile görüştüm. Babamın buraya gelmekte olduğunu ve çok sinirli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد كلمت دوف ، وهو يقول أن أبي قادم إلى هنا وهو مستاء |
Terliklerimden rahatsız olduğun için üzgünüm ama eve gidip de değiştirecek değilim. | Open Subtitles | أنا آسف أنك مستاء من حذائي، لكنني لن أقود للمنزل حتى أغير. |
Fakat bir teröristle birlik olduğun ve bir Amerikan denizcisinin işkence edilip öldürülmesinden sorumlu olduğun düşünülürse biraz kızgınım. | Open Subtitles | لكن بالنظر الى أنك تتأمر مع ارهابي وأنك مسؤول عن التعذيب و القتل جندي بحريه أمريكي أنا مستاء قليلاً |
Eşinizin ölümü yüzünden üzgün olduğunuzu anlıyorum ama bu, ölümcül bir hata yapmanız için mazeret değil. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنك مستاء من وفاة زوجتك لكن هذا ليس عذرا لارتكاب خطأ فادح آخر |
Evet, onu terk edip seninle çıkmaya başladığım için çok üzgün. | Open Subtitles | أجل، إنه مستاء للغاية من هجري له ومواعدتك. |
Hayır. bak, belki ölen balık için neden bu kadar üzgün olduğunu anlayabilirim. | Open Subtitles | لا.انظر أعتقد ربما أني أتفهم لم انت مستاء جدا بشأن السمكة الميتة |
Bak, olanlardan dolayı üzgün olduğunu biliyorum... ama hemen tekrar gençlik formülü üzerinde çalışmaya başlayabiliriz-- | Open Subtitles | انظر , أنا أعرف أنك مستاء بشأن ما حدث ولكننا نستطيع العودة للعمل على صيغة الشباب |
O çocuğun dedikleri yüzünden hala üzgün değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لذا، اه، أنت لا يزال مستاء حول ما قال هذا الرجل، هل أنت؟ |
Evet, onu terk edip seninle çıkmaya başladığım için çok üzgün. | Open Subtitles | أجل، إنه مستاء للغاية من هجري له ومواعدتك. |
Joe'nun bize kızgın olduğunu söylüyorsun ama inan bana, beni böyle bir piçle aynı yere soktuğu için benim Joe'ya olan kızgınlığımın yanında hiç kalır. | Open Subtitles | أن كنت تظن أن جو مستاء فليس شيئا مقارنة بي . لوضعي بنفس الغرفة مع هذا الوغد |
Joe'nun bize kızgın olduğunu söylüyorsun ama... inan bana, bu, beni böyle bir piçle aynı yere soktuğu için... benim Joe'ya olan kızgınlığımın yanında hiç kalır. | Open Subtitles | أن كنت تظن أن جو مستاء فليس شيئا مقارنة بي . لوضعي بنفس الغرفة مع هذا الوغد |
Dov ile görüştüm. Babamın buraya gelmek için yolda ve çok sinirli olduğunu söyledi. sinirli mi? | Open Subtitles | لقد كلمت دوف ، وهو يقول أن أبي قادم إلى هنا وهو مستاء |
Google'ın, sizleri ve kullanıcılarımızı kimsenin haberinin olmadığı şeyler yapan hükümetten koruma noktasında kaldığı için üzgünüm. | TED | أنا مستاء من أن تكون غوغل هي التي تحميك وتحمي المستعملين من عمل تقوم الحكومة به بشكل سري دون أن يعلم به أحد. |
kızgınım, çünkü New York'taki son gecemi berbat etti. | Open Subtitles | أنا مستاء معظمها حول له تخريب بلدي الليلة الماضية في نيويورك. |
Gibbs göreve seni değil beni dahil etti diye kızgınsın. | Open Subtitles | كنت مستاء فقط لأن جيبس قراءة لي في وليس لك. |
Ben de senin kadar sinirliyim ama bunu unutmak zorundayız. | Open Subtitles | أنا كما مستاء حول هذا كما أنت، لكن هذا واحد، لدينا لترك. |
çünkü 16 yaşındayken bir ay göründüğünden daha uzun gelir insana. Neyse, uçaktayken gerçekten çok üzgündü, | TED | لأنها فترة طويلة إذا كنت في 16 من عمرك عموما، لقد كان مستاء جدا على الطائرة |
Şu an öyle kötü hissediyor ki yanına bile gelemiyor. | Open Subtitles | إنه مستاء جدا أنه غير قادر علي أن يأتي هنا |
Bilmenizi isterim ki, ...şu ana kadar yaşadığımız bu tecrübeden hiç memnun değilim. | Open Subtitles | كما تعلم، كنت سأقول، أنا مستاء للغاية من هذه التجربة برمتها حتى الآن. |
Davacı köpek için çok üzülmüş ama müzakere edebileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | المدعي مستاء حقا عن الكلب، ولكن أعتقد أننا يمكن التفاوض. |
Hasta olmama çok mu üzüldün? | Open Subtitles | انت مستاء لأننى مريضة , اليس كذلك ؟ |
Geçen akşam asını kozlayınca biraz kızdı bana, ama beraberlik elini kazanınca beni affetti. | Open Subtitles | لقد كان مستاء قليلا الليله الماضيه عندما تفوقت عليه ولكن عندما ربحنا الجوله فى النهايه قد غفر لى حسنا |
Ayrıca bu vakadan daha önce haberdar edilmediğime de gücendim. | Open Subtitles | وأنا مستاء أيضا أني لم أبلغ بهته القضية في الحال |