Bak, O iyi. Sadece üzgün ve çığlık attı. Ama şimdi iyi. | Open Subtitles | أنظر، أنها بخير، لقد كانت مستاءة و صرخة و لكنها بخير الأن |
Bakın, üzgün olmanızı anlıyorum ve her velinin çocuğunu umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ مستاءة وأعرف أن كل الآباء يهتمون ..بأمر أولادهم |
kızgın Çünkü Annesi maymun yapıyormuş ve babası t.maymun olmuş. | Open Subtitles | إنها مستاءة لأن والدتها كانت تصنع قرودًا ووالدها جن جنونه. |
Annen için üzgünsün. Biliyor musun? | Open Subtitles | أنتِ مستاءة بسبب والدتكِ فحسب أتعرفين شيئاً؟ |
Rachel üzgündü, ben de onu teselli ettim. | Open Subtitles | حسن، نعم ، رايتشل كانت مستاءة ، وأنا كنت اواسيها |
Six'in gittiğine üzüldüğünü biliyorum... ve üzgün görünüyorsun, bu beni üzüyor. | Open Subtitles | اعلم بانك غاضبة بان رقم 6 رحل وأنا مستاء لرؤيتك مستاءة |
Yatıyor. O kadar üzgün ki, Bay Wilkes ona aşağı bile inmemesini söyledi. | Open Subtitles | إنها مستاءة جداً لأن السيد ويلكس منعها من مرافقته إلى أسفل |
İyi bir tane hem de. Manikürcüsü için üzgün. | Open Subtitles | سبب جيّد هذه المرة، انها مستاءة بسبب مُدرمة أظافرها |
Tamam. Şu anda çok üzgün olduğunu biliyorum. Sorun benle ilgili değil. | Open Subtitles | حسنا، لا بأس، أعرف أنك مستاءة وأعرف أنه لا يتعلق بى |
İkiniz arasında olanlardan sonra üzgün bir şekilde benim daireme geldi. | Open Subtitles | لقد جائت لشقتي وهي مستاءة لما حدث بينكما |
Bak, bana kızgın olduğunu biliyorum ve seni bu duruma sokmayı asla istemedim ama bundan kimseye bahsetmezsen çok sevinirim. | Open Subtitles | أعلم أنك مستاءة أكثر مني و لم أنوي وضعك بموقف محرج لكنني سأقدر لك تفهمك إن كتمت ما أخبرتك به |
Bana asla yardım etmez. Bana bir daha asla yardım etmemesini söylediğim için hala kızgın. | Open Subtitles | لن تساعدني أبداً، لا تزال مستاءة لأني طلبت منها ألا تساعدني. |
üzgün ya da kızgın olduğunda, yeteneğin ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | . . عندما أصبحتِ مستاءة أو غاضبة ظهرت قدرتكِ |
O kadar psikopat olamadığın için mi üzgünsün? | Open Subtitles | مهلاً لحظة، أنت مستاءة لأنكِ لستِ أكثر اختلالاً بالعقل؟ |
Hapishanedeki isyanda olmandan dolayı çok üzgündü. | Open Subtitles | أجل، لقد كانت جد مستاءة لاحتجازك في أعمال الشغب. |
Eminim çok kızgınsın. Bu normal. | Open Subtitles | من الواضح أنكِ مستاءة جداً وهذا طبيعي وهذا بخير |
Neyse, Kristen buna üzüldü ve bana bir iylik yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | المهم، إنها مستاءة من الأمر، لذا أحتاج منك أن تسديني صنيعاً. |
Sana çok kızgınım. Detaylara girmek de istemiyorum. | Open Subtitles | أنا مستاءة جداً منك ولا أريد الخوض في الأمر |
Colleen bak,ne kadar sinirli ve kin dolu olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | كولين ، أنا أعرف كم أنتِ مستاءة وكم أنت غاضبة |
Bak, üzüldüğünü anlıyorum ama üzgünüm, ben gelmiyorum. | Open Subtitles | أصغِ, أتفهم كم أنتِ مستاءة لكنني آسف, لن أقوم بذلك |
Bu yüzden kötü davranıyordum. Çok kızmıştım. | Open Subtitles | ولهذا السبب كنت أتصرف بحقارة لكوني مستاءة |
Hamile olabileceğini söylemediğim için çok kızdı. | Open Subtitles | كانت مستاءة لأنني لم أخبرها أنكِ ربما تكونين حاملاً |
mutsuz olduğunda, tüm insanlar biraz edepsiz görünür. | Open Subtitles | عندما تكوني مستاءة كل الناس السعداء يبدون نوعا ما بذيئين |
Bayan Bobbie hakkında bir şey söylememeliydim ama çok üzgündüm, seni bırakmak istemiyorum. | Open Subtitles | كان علي أن لا أتكلم بشيء عن الأنسة بوبي لكني كنت مستاءة وأنا لا أرغب بتركك |
Affedersiniz... fakat çok ufak olması gereken bir mesele için çok üzülüyor gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنا آسف ولكن يبدو أنك مستاءة قليلة من شيء يجب أن يكون سهلاً |
Kız da bayağı kızgındı. | Open Subtitles | لكنها كانت مستاءة جدا من شيء ما |