- Bir çocuğum oldu. İmkansız ama... - Bir dakika. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي طفل أَعْرفُ بأنّه مستحيلُ انتظري دقيقة |
O olmadan açıklamak imkansız. Annem ve kız kardeşlerim onu tanıyordu. | Open Subtitles | ذلك مستحيلُ للتَوضيح بدون وَصْف أمّي وأخواتي |
Rohan'ın elinde...imkansız gibi. | Open Subtitles | تسعة سَنَوات مِنْ النصرِ يَبْدو مستحيلُ. |
Haklısınız efendim, biz de buna uğraşıyoruz ama bu gerçekten imkânsız. | Open Subtitles | الموافقة، سيد، ذلك الذي نحن نُحاولُ أَنْ نَعمَلُ، لكن بأمانة، هو مستحيلُ. |
Eğer bu şeyi durdurmak istiyorsan hemen meclise gitmelisin aksi takdirde imkansız. | Open Subtitles | ما عدا بإِنَّهُ مستحيلُ البابا، أَعتقدُ الذي كُلّ هذا المُنهى |
Beni ikiniz arasında tercih yapmaya zorlaman, imkansız. | Open Subtitles | إستمعْي، الاختيار بينك وبينها، ذلك مستحيلُ. |
Şüphelinin av alanını daraltmak imkansız gibi. | Open Subtitles | هو مستحيلُ تقريباً للتَضييق أسفل أرض صيد الغير ثانوية. |
İmkansız. İletişim kurması gerekiyor. | Open Subtitles | انه مستحيلُ هو يَحتاجُ للاتصال |
Her ne kadar şu anda geriye etkilenmemiş... kaç insanın kaldığını bilmek imkansız olsa da... eğer bir şekilde siz de... bizim gibi etkilenmeyenlerdenseniz... derhal kapalı bir yere sığının. | Open Subtitles | لذا هو مستحيلُ في هذا الوقتِ للمعْرِفة... كم تبقى من الناس العاديون إذا لأيّ سبب. |
Olan biten imkansız birşeydi! | Open Subtitles | ما حَدثَ في قاعةِالمحاضرات كان مستحيلُ |
Oh, hayır. Sen delisin. bu imkansız. | Open Subtitles | أوه، لا، أنت مجنون هذا مستحيلُ |
Çünkü adı Enid olan birine şarkı yazmak imkansız. | Open Subtitles | هو مستحيلُ للكِتابَة a أغنية حبّ حول أي واحد سَمّتْ إنيد. |
Hayır, bu imkansız. Onlar ilaç satmazlar. | Open Subtitles | لا، ذلك مستحيلُ لا يَبِيعونَ المخدّراتَ |
Kendine inanırsan hiçbir şey imkansız değildir. | Open Subtitles | لا يُوجدُ مستحيلُ إذا وثقتَ بقُدُراتِك |
Nasıl koyacağım onu bensiz, bu imkansız | Open Subtitles | كيف سَأَضِعُه بدوني انه مستحيلُ |
Ama onu öldürmek şu an için imkansız. | Open Subtitles | لَكنَّه مستحيلُ لقَتْله الآن. |
Bunun imkânsız olduğunu mu düşünüyorsun? Neden kabullenmiyorsun ki? | Open Subtitles | تَرْفضُ التصديق لانك تَعتقدُ بأن هذا مستحيلُ ؟ |
Neden herkes bir kadınla tanışmamın imkânsız olduğunu düşünüyor? | Open Subtitles | تَفترضُ بأنّه مستحيلُ لي لإجتِماع a إمرأة. |
Bu imkânsız. Bana az önce yardım ediyordu. | Open Subtitles | مستحيلُ,لقد كَان يُساعدُني الآن |
Tabii ki bu Mümkün değil. | Open Subtitles | حَسنُ، من الواضح، أن ذلك مستحيلُ. |
Hükümetin ve tabi ki halkın, bu kendi kendini yaratan borçtan kurtulması imkansızdır. | Open Subtitles | لأنه مستحيلُ للحكومةِ، وهكذا الجمهور، للخُرُوج مِنْ دينِ التَوليد الذاتيِ أبداً. |