"مستدام" - Traduction Arabe en Turc

    • sürdürülebilir
        
    Bence sürdürülebilir taşımacılık ve sürdürülebilir enerji üretimi son derece önemli. TED أعتقد أنه من المهم جدًا أن تكون لدينا وسائل نقل مستدامة وإتتاج مستدام للطّاقة.
    Biz nesli tükenecek olan altıncı nesiliz, çünkü biz sürdürülebilir şekilde bir arada var olabilmemiz için milyonlarca türe güvenli bir dünya bırakamadık. TED نحن الانقراض السادس لأننا لم نترك مكانًا آمنًا لملايين الأجناس للتعايش على نحو مستدام.
    sürdürülebilir su ürünlerini işletebileceğimizi biliyoruz. TED ونعلم أنه بإمكاننا أن نسير مزارعنا السمكية بشكل مستدام.
    Evet. Turizm o duvarları yıkmak ve insanların birbiri ile iletişimini sağlayabilmek ve arkadaşlıkları oluşturmak için en iyi sürdürülebilir yöntem. TED السياحة هي أفضل طريقة مستدامة لهدم تلك الجدران وإنشاء طريق مستدام للتواصل مع بعضنا وتكوين صداقات.
    sürdürülebilir uyuma gereksinimimiz var. TED نحن بحاجة إلى تناغم مستدام. أحب هذا المصطلح.
    sürdürülebilir, sivil merkezli güvenlik uzun dönemde neler olduğuna bakmalıdır. TED أمن مستدام يركز على المواطنين يحتاج أن ينظر لما سيحدث على المدى البعيد.
    Hükümet boşluğunu doldurarak herhangi bir sürdürülebilir yaklaşımın merkezi olmak zorundalar. TED ملء هذه الثغرات في الحكم يتوجب أن يكون محور أي اقتراح مستدام.
    Modern çağın bazı sorunları var ve sürdürülebilir bir hesap yapmak istiyorsak çözümlere ihtiyacımız var. TED نواجه في عصرنا الحالي مشاكل، ونحن بحاجة إلى حلول إذا أردنا التوسع بشكل مستدام.
    Bu, 10 milyar kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek sürdürülebilir bir sistem derken kastettiğim şeydi. TED وهذا ما أعنيه بتطوير نظام جديد يسمح لنا توسيع الإنتاج لمواجهة طلب 10 مليار شخص بشكل مستدام.
    Basitçe, uzayı sürdürülebilir olarak kullanmanın bir yolunu bulamadık. TED باختصار، مازلنا لم نعثر على طريقة لاستخدام الفضاء بشكل مستدام.
    Böylelikle stratejimizi yenilemeye ve sürdürülebilir bir çözümle gelmeye zorlandık. TED لذا كان لزامًا علينا تجديد استراتيجيتنا وإيجاد حل مستدام.
    Yine de şunu sorabilirsiniz: Neden işleri ağırdan almanın neredeyse suç olduğu bir ülkede bir sabır hareketi ile sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmaya çalışıyorsun? TED لذلك، قد لا تزال تساءل، لماذا تحاولين بناء نظام غذائي مستدام بخطوات بطيئة في دولة يعتبر فيها بطء الأداء جريمة؟
    Balığımızın sürdürülebilir bir alanda tutulduğunu doğruladık. TED لقد تحققنا من أن الأسماك قد تم اصطيادها في منطقة يمكن فيها القيام بذلك بشكل مستدام.
    Bu yüzden, bu sorunla uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yöntemle mücadele etmemiz gerekti. TED لذا، توجب علينا التعامل بطريقة عملية جداً وإطار مستدام.
    Yan tarafında sürdürülebilir olmayan bir ürün varken, sürdürülebilir olanı alabilmelmeli misiniz, yoksa her ürün sürdürülebilir mi olmalı? TED هل يجب أن تكون قادرا على شراء منتج مستدام وضع بجانب منتج غير مستدام، أم أن كل المنتجات على الأرفف يجب أن تكون مستدامة؟
    Eğer Cargill Çin'e sadece sürdürülebilir palmiye yağı gönderirse, Çin'deki bir tane bile şirketin çalışma şeklini değiştirmemize gerek kalmayacak. TED لا يجب أن نغير الطريقة التي تعمل بها شركة صينية واحدة إذا تمكننا من جعل كارغيل ترسل زيت نخيل مستدام فقط إلى الصين.
    Oğlumuz Güney Amerika'da, sürdürülebilir tarım hakkında halka yardım ediyor. Open Subtitles وإبننا في أمريكا الجنوبية ليعاون السكان المحليين في بدء نظام زراعي مستدام
    sürdürülebilir suni et yetiştiriciliği yapıyorlar. Open Subtitles متعهّد توريد مستدام للّحم المعدّل وراثيًّا.
    Aşırı yeşil, sürdürülebilir, alternatif, yenilenebilir ve GRC'deki üç büyüğü karşılıyor: İşlenebilir tarım arazilerini kullanmayın, gıda mahsülleri ile rekabet etmeyin ve en önemlisi tatlı suyu kullanmayın. TED إنه أخضر أقصى، إنه بديل مستدام و متجدد و يقابل الثلاثة الكبار في جي آر سي: لا تستخدموا الأراضي الصالحة للزراعة، و لا تتنافسوا مع المحاصيل الغذائية، و الأهم من ذلك، لا تستهلكوا الماء العذب.
    İçten yanmalı motor sürdürülebilir değil. TED محرك الاحتراق الداخلي غير مستدام.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus