Kaç kere bir şüpheliyi konuşturmak için elbise ve uzun topuklu giydin? | Open Subtitles | كم مرةَ اضطررت للوضع في كعوب عالية وثوب لجر مشتبه للتحدث ؟ |
Bu davada iki kurban var, zanlı yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | فلدينا ضحيتان هنا, ولايوجد مشتبه به شكراً لكم |
Kurbanımız öleli beş saat oldu daha bir şüphelimiz yok. | Open Subtitles | الضحية مات لخمس ساعات بالفعل ليس لديّنا حتى مشتبه به |
- Kaza mahallini terk edemezsiniz. - Bir şüphelinin peşindeysek, ederiz. | Open Subtitles | لا يمكنك مغادرة موقع الحادث ما لم نسعى لمطاردة مشتبه به |
Polis cinayet nedeni ya da şüphelisi yok dedi. Ama sonra şunu öğrendim. | Open Subtitles | الشرطة قالت انه ما كان هناك حافز, ولا مشتبه به.ثم عثرت على هذه. |
Cinayet zanlısı olduğunu biliyorum ama itiraf et ki çok ateşli. | Open Subtitles | أعلم أنّها مشتبه بجريمة قتل، ولكن عليكَ الإعتراف، إنّها مثيرة للغاية |
şüpheliyi olay yerine götürdüğümüzde neler olacağını söyleyemem. | Open Subtitles | لا أدري ماذا سنواجه أثناء البحث عن مشتبه به |
şüpheliyi olay yerine götürdüğümüzde neler olacağını söyleyemem. | Open Subtitles | لا أدري ماذا سنواجه أثناء البحث عن مشتبه به |
Karakoldayım. şüpheliyi tutuyorlar. Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا فى ضواحى المدينه ، لقد حصلوا على مشتبه به ، انا بحاجه للمساعده |
Sadece lastik izleriyle ilgili dört zanlı var. | Open Subtitles | لدينا أربعة مشتبه بهم بسبب آثار العجلات فقط |
Uçağın nereden havalandığını bulduk ve bir de zanlı belirledik. | Open Subtitles | وجدنا الموقع حيث ان الطائرة اقلعت من , ونحن لدينا مشتبه فيه. |
Bir VK şüphelimiz var. Bunu mu kastediyorsun? | Open Subtitles | لدينا مشتبه به من المقاومة الفيتنامية أليس هذا ماتقصده؟ |
Sayın Müdür, sanırım bir şüphelimiz olduğunu bilmek, sizi rahatlatır. | Open Subtitles | أيها المدير، ستكون مسروراً لتعرف أن لدينا مشتبه بهِ |
Bir o, bir de gizemli bir adam bir şüphelinin evinde belirirse defetmeden önce ona bir kaç soru sormalıyız. | Open Subtitles | واذا كان رجل غامض دخل بيت مشتبه به ينبغى علينا ان نسئلها بعض الاسئلة قبل ان نرسله الى عيد ميلاده |
Bu mermiler, dün tutukladığımız şüphelinin silahından çıktı. | Open Subtitles | هذه الرصاصه جاءت من مسدس مشتبه به قبضنا عليه ليلة امس |
Son 10 yıldaki en büyük bazı soygunların baş şüphelisi. | Open Subtitles | إنه مشتبه رئيسي في أكبر عمليات السرقة في العقد السابق |
Farkında mısın bilmiyorum ama kara para aklama zanlısı durumundasın. | Open Subtitles | اعذرني، ولكن هل تدركين انك مشتبه بكي في غسيل الامول. |
Ya Sıfır şüphe varsa, ve onları halleden kişi O'Ryan ise? | Open Subtitles | ماذا إذا هناك زيرو مشتبه في أمره, ولاوريان ضربه |
Kabul etmeyecektir, Palmdale yüksek derecede terörist şüpheliler için, herifin gitmesine kimse izin vermez. | Open Subtitles | ما يريده هو إرهابى مشتبه به عالى الخطورة اهدأ, لن يجعل أى شخص منهم يغادر |
Şu ana kadar üç tane şüpheli var, biri uygun. | Open Subtitles | حتى الأن لدي ثلاثة مشتبه بهم و واحد محتمل |
Kinci, adi bir pislik olduğum için mi şüpheliyim? | Open Subtitles | أنا مشتبه بي لأني وغد منتقم مثير للشفقة؟ |
Yanında avukatı olmadan bir şüpheliyle konuşarak mı? | Open Subtitles | عن طريق التحدّث إلى مشتبه بها من دون تواجد محاميتها؟ |
Cihat'ı destekleyen köktendinci organizasyonlara para aktaran bir yapıda olduklarından şüpheleniliyor... | Open Subtitles | مشتبه بهم انهم كانوا يمولون منظمات ارهابية فى العالم بملايين الدولارات |
Quinn artık şüpheli değil. Artık ne zanlımız var, ne de ipucumuz. | Open Subtitles | كوين" خارج دائرة الاتهام" وليس لدينا مشتبه بهم او ادله |
Çıkışları bilmeden silahlı bir şüpheliye pusu kuramazsın. | Open Subtitles | أنت لا تطارد مشتبه فيه بدون أن تعرف مخارجه |
Ofisinden Tony Almeida adamlarımdan birini arayıp tehdit oluşturduğunu söyledi. | Open Subtitles | "تونى الميدا" اتصل بأحد رجالى و اخبره انك مشتبه به |