Yükleme istasyonunun orada eski bir ambarda üsleri var. Oldukça sıkı korunuyor. | Open Subtitles | لديهم قاعدة في مستودع قديم قرب سفن الشحن، و عليها حراسة مشددة |
Okul, kampüs kılığına girmiş çok sıkı korunan bir hapishaneydi. | TED | كانت الجامعة مشددة الحراسة كالسجن تظهر كانها حرم جامعة. |
FBI onu sıkı güvenlik altına almış. Adam askeri üsde, 24 saat göz altında. | Open Subtitles | رجال المباحث الفيدرالية يحرسونه حراسة مشددة انه فى قاعدة عسكرية على مدار 24 ساعة |
Ulusal güvenlik onu maksimum güvenliği olan binaya götürecek. | Open Subtitles | الحرس الوطنى سيأخذه إلى وسيلة حراسة مشددة |
Ben de aynı şeyi düşünüyordum, ancak bu kopyalama cihazları yüksek koruma altında. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر في نفس الشيء لكن لكن أجهزة المقلدون تحت حراسة مشددة |
Hiç sanmıyorum. Bu yer çok iyi korunuyor. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد لابد أن يكون المكان ذو حراسة مشددة |
Bence bu tutsak sürekli olarak en sıkı güvenlik sınırlamaları altında tutulmalı. | Open Subtitles | "أقترح أن يبقى هذا السجين "بارتليت تحت حراسة أمنية مشددة بصفة دائمة |
sıkı korunan bir binadan 9 kişiyi kaçırmak için ne kadar şeytani bir yol! | Open Subtitles | ما هي طريقة ذكية بوحشية على اختطاف تسعة رجال من مبنى يخضع لحراسة مشددة. |
Tımarhane, yeni, sıkı korunan bir binaya taşınmıştı. | Open Subtitles | المعتقل قد انتقل إلى بناية جديدة لبناية ذات حماية مشددة |
Bütün bu sığınakların arasını nöbetleşe kontrol ediyorlar... bütün alanı bir Eskimo şapkasından daha sıkı kontrol ediyorlar... | Open Subtitles | مع و جود حراسة مشددة في كل هذه الجهات و يقومون بمسح الأجزاء المحيطة مسحا شاملا و بصفة دورية |
Yılda üç kez Depo'dan Merkez Bankası'ndaki bir kasaya altın külçesiyle ticaret yapan yabancı hükümetler için sıkı korumalı bir kamyonla altın nakliyatı yapılır. | Open Subtitles | في بعض اوقات السنة يتم شحن الذهب تحت حراسة فيدرالية مشددة سننتظر حتى تسنح الفرصة وهي |
Birkaç yıl önce Sibirya'daki güvenliğin ne kadar sıkı olduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين كيف كانت الحراسة الامنية مشددة فى ذلك المستودع السايبيرى؟ |
Sığınak sıkı bir şekilde güçlendirildi ve benim sadece bir düzine adamım var. Bu bir intihar olur. | Open Subtitles | القبو يخضع لحراسة مشددة وأنا لدي فقط دزينة من الرجال تحت قيادتي , سيكون إنتحاراً |
Sadece 2. sınıf bir hücreye geçmek istiyor. maksimum güvenliği olmayan. | Open Subtitles | يريد فقط أن يذهب الى حجز من الدرجة الثانية لا تكون حراسته مشددة |
Cinnete bağlı suç nedeniyle maksimum güvenlikli bir hapishanedeydi. | Open Subtitles | لقد كان في سجن تحت حراسة مشددة للمجانين المجرمين |
Ve bazı çok yüksek güvenlik alanlarında muhtemelen sivil uçaklar onları tuzağa düşürecek ve bomba imha tesisine sürükleyecektir. | TED | وفي بعض المناطق الأمنية مشددة جداً، وتنصب لهم الطائرات دون طيار المدنية الفخ واستدراجها بعيدا للتخلص منها وإبطال مفعولها |
Şu anda Birleşik Krallıkta yüksek riskli bir mahkum ve Britanya'da tutuklanan en önemli El-Kaide figürlerinden biri. | TED | هو الآن سجين في المملكة المتحدة تحت حراسة مشددة وهو واحدٌ من أهم عميلي تنظيم القاعدة الذين اعتُقلوا في بريطانيا. |
- Farraday bu bankaları yok etmeye söz verdiğinden beri çok iyi korunuyor. | Open Subtitles | فراداي عندها حراسة مشددة بعد أن تعهدت بإغلاق هذه البنوك |
Görevden alınan General Ramon Esperanza'nın biraz önce yoğun güvenlik önlemleriyle getirildiği Escalan Havaalanı'ndan canlı bildiriyorum. | Open Subtitles | حين الجنرال المقال رامون اسبيرانزا وصل لتوه تحت حراسة مشددة |
Saldırıda yaralanan Ryan, ismi gizli tutulan bir hastahanede tedavi ediliyor. | Open Subtitles | أصيب أثناء تبادل إطلاق النار وقد وُضع في مستشفى بحراسة مشددة |
Kollarının etrafında zedelenme var. Bu da onun sımsıkı tutulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هناك كدمات في جميع أنحاء ذراعيه بدا وكأنه كان محتجزا مشددة |
O herif, çifte güvenlikli 200 paralı adamın etrafını sardığı hapishaneden nasıl kaçabildi? | Open Subtitles | كيف استطاع أن يهرب مع حراسة مشددة حول السجن بالإضافة إلى 200 عنصر إضافي؟ |
İki gün önceki son olayda ise, olay mahalli yüksek güvenliğin olduğu bir ofis binası. | Open Subtitles | الحالة الأخيرة,منذ يومين فقط. مبنى بحمايات مشددة. |