Ortak çıkarlarımızı güvenli ve gizli bir şekilde konuşmak için geldik. | Open Subtitles | ذلك، ونحن هنا ل مناقشة مصالحنا المشتركة بطريقة سرية وآمنة و. |
Bu bize muazzam bir dezavantaj veriyor. Özellikle, kendimizi ve çıkarlarımızı savunmamız gerektiğinde. | TED | و هذا يضعنا في وضع سلبي، خاصة عندما يتعين علينا الدفاع عن أنفسنا وعن مصالحنا الخاصة. |
Bu misyonun görevi, Amerikan çıkarlarını, bizim çıkarlarımızı korumaktır, Bay Horman. | Open Subtitles | لقد تعهدت هذه السفارة أن تحمي المصالح الأمريكية .. مصالحنا |
Kendi tarihinizden bildiğin üzere ortak çıkarlarımız bir gün denk düşebilir. | Open Subtitles | وكما تعرف من تاريخكم إن يوماً ما سيأتي حيث تتوافق مصالحنا |
Yapmamız gereken hükümetimizin bizim çıkarlarımız korumak için var olduğu fikrini yeniden kazanmaktır. Ülkemizin doğuşunu sağlayan fakat artık kaybettiğimiz birlik olam duygumuzu yeniden kazanmaktır. | TED | وهذا ما يتوجب علينا القيام به ان نستعيد فكرة ان حكومتنا تعمل لاجل مصالحنا وان نستعيد فكرة الوحدة والحس الوطني العام والذي فقد منذ مدة |
Bu çıkarların çatışmasına dönmeye başladı. | Open Subtitles | هذا سيبدأ بالتعارض مع مصالحنا. |
Ben sadece hepimizin yararına olan yönde ilerlediğimizden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | كلا، التفاصيل تجعلني متوترا كنت أتأكد فقط أن كلنا نتجه في صالح مصالحنا المشتركة |
Eskiden düşman olmuş olabiliriz, ama şu anda menfaatlerimiz örtüşüyor. | Open Subtitles | , ربما كنا أعداء سابقا لكن للآن , مصالحنا متلائمة |
Geleceğini duyduğuma çok sevindim ama toplantıdan önce konuşmayı umuyordum çelişen menfaatlerimizi çözümlerdik. | Open Subtitles | يسعدني جداَ سماع أنك قادمة لكنني كنت آمل التحدث معك قبل ذلك نوع من تضارب بين مصالحنا |
Ama inanıyorum ki, önemli çıkarlarımızı kargaşa yaratmadan da koruyabiliriz. | Open Subtitles | لكننىأؤمن أننا نستطيع حماية مصالحنا الحيوية بدون التسبب باستياء |
Bir nezaket maskesi gerçek çıkarlarımızı saklıyor. | Open Subtitles | مظهر لطف خادع يخفي مصالحنا الشخصية الحقيقية |
Sizi madeni işletmeniz ve çıkarlarımızı korumanız için tuttum ama hiç öyle görünmüyor. | Open Subtitles | أنا أدفع لك لتدير هذه العملية وتبقي مصالحنا آمنة والذي من الواضح أنها ليست كذلك الذي يجلب السؤال |
Fakat geçmişe baktığımda, arkamızda durulması çıkarlarımızı destekleyecektir. | Open Subtitles | لكنني أتطلع إلى دعم أحدهم .الذي سوف يدعم مصالحنا |
Ama sizin, işinde ehil bir kişi olduğunuzu ve bizim çıkarlarımızı temsil etmeyi kabul edeceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | ولكني اؤمن بأنه من الحكمة بأن يكون لدينا شخص في الموقع يمثل مصالحنا |
çıkarlarımızı tarif edeceğimiz yollar mevcuttur ki sert güçle kendimizi koruduğumuzda, ağlarlarin içinde diğerleriyle organize ettiğimizde üretmek için sadece halkın malları değil ayni zamanda yumuşak güçümüzü de geliştirecektir. | TED | هناك طرق لنحدد فيها مصالحنا من خلالها، بينما نحمي أنفسنا بالقوة الخشنة، نستطيع في الوقت ذاته أن ننظم الآخرين خلال شبكات لننتج، ليس فقط منافع مشتركة، وإنما طرقا ستعزز قوتنا الناعمة. |
Öyleyse beyler, görebileceğiniz gibi sanırım çıkarlarımız çakışıyor, en azından şu an için gelişme ve uygarlık ile de çakışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان مصالحنا تلتقي على الاقل في هذه الفترة وانها تتزامن مع التقدم, والحضارة |
Banyon bekleyebilir, çıkarlarımız bekleyemez. | Open Subtitles | يمكن الحمام الخاص بك الانتظار ، يمكن مصالحنا لا. |
Bu çıkarların çatışmasına dönmeye başladı. | Open Subtitles | هذا سيبدأ بالتعارض مع مصالحنا. |
Bildiğiniz gibi, bütün çıkarların temsil edilmesi gerekiyor bu yüzden Angie ile benim yeni taleplerimiz var. | Open Subtitles | ما دمتِ تعلمين بأن كل مصالحنا ستمثل لأنه لدي أنا و (أنجي) طلبات جديدة |
Ben sadece hepimizin yararına olan yönde ilerlediğimizden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | كلا، التفاصيل تجعلني متوترا كنت أتأكد فقط أن كلنا نتجه في صالح مصالحنا المشتركة |