"مصلحتكِ" - Traduction Arabe en Turc

• iyiliğin
• çıkarın
• sizin yararınıza

Belli ki, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
على ما يبدو , أنني أفعل ذلك من أجل مصلحتكِ

Kendi iyiliğin için odana kapan.
من أجل مصلحتكِ الخاصة، إذهبي الى الدور الأرضي

Sadece, senin iyiliğin için konuştuğuma lütfen inan.
رجاءً صدقيني، تحدثتُ من أجل مصلحتكِ فحسب

Kendi çıkarın için bir çocuğun ölümünü bile kullanıyorsun.
ستقومين باستخدام مقتل طفل برئ لأجل خدمة مصلحتكِ

Her zaman kendi çıkarın doğrultusunda hareket ediyorsun ve bana ihanet etmek pek de işine gelmez.
أنت دئماً تختارِ مايصب في مصلحتكِ وخيانة لي لن تخدمكِ بشئ

Doğru kararı verdiniz. Bu sizin yararınıza olacak.
قراركِ صواب وهو من أجل مصلحتكِ الخاصة.

Kendi iyiliğin için her şey bitene kadar burada kalacaksın.
ستبقين هنا لأجل مصلحتكِ حتى ينتهي هذا الأمر

- Kendi iyiliğin için evet desen iyi olur.
من الأفضل أن تقولي نعم إن كنتِ تعرفين مصلحتكِ.

İyiliğin için birlikte görünmemeliyiz.
يجب الا يتم رؤيتنا معاً من أجل مصلحتكِ

Sana şunu diyorum, buradan ayrılmamız senin iyiliğin için.
إن أخبرتكِ بذلك, فمن مصلحتكِ أن... يتوجب علينا الرحيل

Senin iyiliğin için yapıyoruz biz bu tatili.
كل هذه الإجازة اللعينة من أجل مصلحتكِ

Senin iyiliğin için söylüyorum.
أنا أخبرك بهذا من أجل مصلحتكِ

Kendi iyiliğin için. Onlarınki için de tabii.
من أجل مصلحتكِ.

Bunları sadece senin iyiliğin için söylüyorum, Sylvie.
أنا أقول هذا فقط من أجل مصلحتكِ أنتِ يا (سيلفي).

- Bu senin iyiliğin için.
هذا كله من أجل مصلحتكِ

Umarım haklısındır, kendi iyiliğin için.
لأجل مصلحتكِ أني محق

Kendi iyiliğin için, Elizabeth, evini derli toplu tut.
من أجل مصلحتكِ الخاصة ، يا ( إليزابيث ) أبقي قسمكِ على المسار

- Peki bundan senin çıkarın neydi?
-حسناً، و ماهي مصلحتكِ من هذا كلّهِ؟

sizin yararınıza olduğunu sanıyorum.
حسناً, أتصور بأن هذه تــًـصب في مصلحتكِ