Hiçbir şey sigorta şirketinin rahatsız ettiği fakir kadından sempatik değildir. | Open Subtitles | لا شيء يسبب التعاطف اكثر من الدفاع عن امرأه ضعيفه والتي يتم مضايقتها من قبل شركة تأمين |
Bayan Moretti merhumu rahatsız ettiği için FBI'dan uzaklaştırıldı. | Open Subtitles | لقد أوقفت الآنسة (موريتي) من العمل . بمكتب التحقيقات الفيداليّ بسبب مضايقتها للمتوفّى |
Ne yapabileceğime bakarım. Ama doktorlar onu şu anda üzmek istemez sanıyorum. | Open Subtitles | سأرى ما بإمكاني فعله، لكن لا أظن أن الأطباء يودون مضايقتها الآن |
Ben de Naomi için aynı şeyi istiyorum ama sen de onu üzmek istemiyorsun. | Open Subtitles | وأردتُ أن تعلم نومي بهذا أيضاً, إلا أنّك لم ترد مضايقتها. |
- Onu daha fazla üzmek istemiyorum. - Pekâlâ. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ مضايقتها أكثر مما فعلت |
- Sadece özür dilemek istedim. Ne seni ne de onu üzmek istemedim. | Open Subtitles | -أريد أن أقول آسف ، لم أقصد مضايقتها |
Doğum gününde üzmek istemedim. | Open Subtitles | -لم أشأ مضايقتها في عيد مولدها |
- Onu üzmek istemiyorum. - Elbette. | Open Subtitles | - ولا أريد مضايقتها. |