"مضطراً لأن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda
        
    Hatırlamak zorunda değilsiniz, sadece dediklerimi yapın lütfen. Open Subtitles لست مضطراً لأن تتذكر افعل ما أقولة لك فقط
    Artık sabah beşte kalkmak zorunda değil. Open Subtitles على الأقل , فهو لن يكون مضطراً لأن يستيقظ في الخامسة صباحاًَ
    - Sana harika bir teklif yapayım. Kızımla evlenmek ve bu Ada da yaşamak zorunda bile değilsin. Open Subtitles سأقدم لك عرضاً أفضل, لست مضطراً لأن تتزوج ابنتنا أو تعيش في ارضنا.
    David, bana hiçbir şey anlatmak zorunda değilsin, burada güvende olduğunu ve herşeyin yoluna gireceğini bilmeni istiyorum. Open Subtitles لست مضطراً لأن تخبرني بأي شيء أردت فقط أن تعرف ..بأنك بمأمن هنا
    Dicek bişey bulamıyorum birşey söylemek zorunda değilsin sadece bilmeni istedim Open Subtitles أنا لا أعرف ما أقول لست مضطراً لأن تقول شيئاً لقد اردتك فقط ان تعرف
    - İstemediginiz hiçbir şeyi söylemek zorunda degilsiniz, Bay Overmeyer. Open Subtitles و لهذا السبب أبحث في العمق لست مضطراً لأن تقول أي شيء لا تريد قوله يا سيد أوفرماير
    Biliyorsun, benimle gelmek zorunda değilsin. Open Subtitles أنتَ تعلم , أنكَ لستَ مضطراً لأن تأتي معي.
    Herkesi kendinden uzaklaştıran o çocuk olmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مضطراً لأن تكون ذاك الرجل الذي لايسمح بدخول أحد في حياته
    Kimliğini vermek zorunda değilsin. - Yanlış bir şey yapmadın ki. Open Subtitles لست مضطراً لأن تعطيه بطاقة تعريفك لأنك لم تقترف خطأً
    Şu an, istersen bana inanmak zorunda değilsin. Open Subtitles الآن، أنت لست مضطراً لأن تصدقني أن لم ترغب في ذلك
    Bir şey söylemek zorunda değilsin, Sean. Open Subtitles لست مضطراً لأن تقول أي شيء يا شون
    Başka bir şey söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles أنت لست مضطراً لأن تقول أى شئ أخر
    Hesabı kapatmak zorunda değilsiniz. Open Subtitles لست مضطراً لأن تغلق الحساب
    Bunun için mi? Beni karakola çağırmak zorunda değilsin. Open Subtitles على هذا ..لست مضطراً لأن
    Anlatmak zorunda değilsin. Open Subtitles لستَ مضطراً لأن تخربني
    Phil, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles فيل" ، لست مضطراً" لأن تفعل هذا
    Marco kurtarmak zorunda olmadığı halde beni kurtardı. Open Subtitles ماركو) أنقذني بينما لم يكن مضطراً لأن يفعل)
    Eğer istemiyorsan bunun bir parçası olmak zorunda değilsin. - Korkmuyorum. Open Subtitles -لستَ مضطراً لأن تشارك إذا لم تكن راغباً .
    - Beni sevmek zorunda değilsin Miller ve halkımın yaptıkları yüzünden beni istediğin kadar suçlayabilirsin... Open Subtitles أنظر, أنتَ لستَ مضطراً لأن تحبني يا (ميلر), ويمكنك لومي كما تشاء
    Söylemek zorunda değilim Open Subtitles لست مضطراً لأن أخبرك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus