Ona çocuklarını görme iznini veren benim. Velayetleri bende. - Bunu yapmak zorunda değildim. | Open Subtitles | أنا مَن منحته حقّ الزيارة في المقام الأوّل أنا الأمّ الوصيّة، لم أكن مضطرّة لذلك |
- Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Yeni bir arkadaşımın olması yeterli bir ödeme. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لذلك الصداقة تعويض كاف |
Senin için bunu Zod'a sorabilirim ama sanırım artık zorunda değilim. | Open Subtitles | يمكن أن أسأل (زود) نفس السؤال عنك، لكني أظنّ أنّي لم أعد مضطرّة لذلك. |
Annem yapmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أمي أنّي مضطرّة لذلك |
Tutmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لذلك. |
Halletmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكنّكِ لستِ مضطرّة لذلك |
Bulmak zorunda değildim. | Open Subtitles | لم أكن مضطرّة لذلك |
Artık öyle olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ما عدتِ مضطرّة لذلك |
Aslında odaklanmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | -في الحقيقة، ستكونين مضطرّة لذلك |