Ama ama kızların bu konuyu öylece açmasına alışık olmadığımı da söylemeliyim. | Open Subtitles | يجبأنأقول.. لست معتاداً على أن الفتيات يكونن منفتحات للغاية حيال هذا الأمر. |
Bu kadar değerli bir yükü taşımaya alışık değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتاداً على حمل حمولات غالية كهذه |
Bu vakitlere pek alışık değilim. Bizim orada bu saatte biz uyanmıştık. | Open Subtitles | انا لست معتاداً على هذه الساعات , في موطني , نكون في هذا الوقت على وشك الاستيقاظ |
Her ne kadar Eskiden köleysem de... acıya alışkın değilim. | Open Subtitles | بالرغم من أننى كنت عبداً فإننى لست معتاداً على الألم |
Öyle yapsan iyi olur. O forma kötü görünmeye alışkın değildir. | Open Subtitles | من الافضل لك فهو ليس معتاداً على ان يبدو بحال سيء |
Bir dökümhanede çalıştığına göre, şiddetli sıcağa alışık olmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تعمل بالسباكة فينبغى أن تكون معتاداً على الحرارة |
Seni bu sabah aramayı unuttum, çünkü ben, senden farklı olarak, her şeyi kendim yapmaya alışık değilim. | Open Subtitles | نسيت الاتصال بك هذا الصباح لاأنى على عكسك تماماً لست معتاداً على فعل كل شئ بنفسى |
Bugün olanlar için özür dilerim. İnsan gibi davranılmaya alışık değilim de. | Open Subtitles | أنا آسف لما حصل سابقاً لست معتاداً على معاملتي ككائن بشريِّ |
Ben evli bir adamım. Bu kadar fazla ilgiye alışık değilim. | Open Subtitles | لست معتاداً على الحصول على هذا القدر من الانتباه |
Biriyle oturup konuşmaya alışık değilim de. | Open Subtitles | أنا ببساطة لست معتاداً على الجلوس والكلام |
Kusura bakma. Bu sisteme alışık değilim. Geldiğim yerde on kişinin tek bir bilgisayarı var. | Open Subtitles | اعذرنى ، لست معتاداً على هذه الانظمة فى بلدى ، يوجد كمبيوتر لكل عشرة افراد |
Kusura bakma. Bu sisteme alışık değilim. Geldiğim yerde on kişinin tek bir bilgisayarı var. | Open Subtitles | اعذرنى ، لست معتاداً على هذه الانظمة فى بلدى ، يوجد كمبيوتر لكل عشرة افراد |
Ben ise bu kadar iyi giden ilişkilere alışık değilim. | Open Subtitles | وأنا لستُ معتاداً على علاقات تسير على ما يرام |
Siyahilerin böyle soğuk havalara alışkın olmadığını sen de biliyorsun. | Open Subtitles | وليس الجميع معتاداً على هذا الهواء البارد |
Böyle faaliyetlere alışkın bir değil-- | Open Subtitles | لست معتاداً على هذا النوع من الأنشطة عند ما أخذ |
Biraz heyecanlıyım. İnsanlarla böyle tanışmaya alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا متوتر قليلاً فلست معتاداً على مقابلة النساء بهذا الشكل |
Sadece, bir kıza bu kadar yakın haldeyken çalışmaya alışkın değilim. | Open Subtitles | جدا اسف انا فقط لست معتاداً على العمل مع فتاة بهذا القرب |
Sadece siz dağcılar gibi yüksekliğe alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا فقط لست معتاداً على الإرتفاع مثلكم يا رجال الجبل |
Öyle olsun, zaten bana tavsiye vermene alışkın değilim. | Open Subtitles | هذا صحيح, لأنني لست معتاداً على أن تعطيني نصائح على أي حال |
Eskiden sürekli takardım ama sonra bir sebepten takmayı bırakmıştım. | Open Subtitles | كنت معتاداً على إرتدائها طول الوقت، بعدئدٍ توقفت لبعض الأسباب. |
Kivilerin aşağısında yolculuk etmeye alıştım bu yüzden herşey ters yönde. | Open Subtitles | كنت معتاداً على الإبحار في القسم الجنوبي للأرض فكل شيء معكوس |