"معجبٌ" - Traduction Arabe en Turc

• hoşlanıyorum
• hoşlanıyor
• hayranım
• hayran
• seviyor
• sevdim
• hoşlanıyorsun
• hoşlandım
• seviyorum
• severim
• hoşlandığını
• hoşlandığım
• hayranın
• hayranıyım
• hoşuma

Bunun seninle ilgisi yok, bencil herif. Senden hoşlanıyorum.
الأمر لا يتعلّق بك أيها االمصاب بجنون العظمة فأنا معجبٌ بك

Okulda bir kız var ve ondan gerçekten çok hoşlanıyorum.
يوجد هذه الفتاة في مدرستي و أنا .. أنا حقاً معجبٌ بها

Ayrıca o sadece büyük göğüslü seksi kızlardan hoşlanıyor.
بالاضافة الى انه معجبٌ فقط بالبنات الجذابة بصدرِ كبير.

Yönetime karşı durmak için her ne yaptıysan cesaretine hayranım.
مهما كان ما فعلت لمعارضة النظام فأنا معجبٌ بشجاعتك

erkek kadını çekici bulur, zekasına hayran olur, istediğini elde etmesine,
كان هنا رجلٍ معجبٌ بجمال امرأة وبذكائها وتعجبه الطريقة التي تحصل بها على ما تريد

- Çalışma şeklini seviyor.
إنه معجبٌ بعملكَ حسناً، وأنا كذلك

Bak, Cameron'ı sevdim ama sunduğun teklifi daha çok sevdim.
انظر , انا معجب بكاميرون لكنني معجبٌ بالفكرة التي القيتها علي اكثر بكثير

Yani ondan hoşlanıyorsun ama bundan bahsetmeyecek miyiz?
إذًا أنت معجبٌ بها، كل ما في الأمر أننا لا نتحدث عن الموضوع؟

Bu hiç bir şey demek değil ama bende senden hoşlandım...
هذا لا يبدو منطقياً على الإطلاق لكنني معجبٌ بكِ أيضاً، لذا...

Ondan çok hoşlanıyorum ama hislerimi söyleme konusunda çok zorlanıyorum.
أنا حقاً معجبٌ بها لكني أجدُ صعوبةً في أخبارها شعوري الحقيقي نحوها

Bunu söylemem lazım ama senden gerçekten hoşlanıyorum.
أنا أعرف أنه لايجدر بي قول هذا ولكنني معجبٌ بكي كثيراً

Buna alışmaya çalışıyorum ama sana bakınca umurumda olmuyor çünkü senden çok hoşlanıyorum.
وقد كنتُ في صراع ٍ مع الأمر . . لكن عندما أنظر إليكِ فإنني لا أبالي بذلك لأنني معجبٌ بكِ فعلاً

Ama belki senden hoşlanıyorum manasına geliyordur.
و لكني أعتقد أنّهُ ربما بعني أنَّه معجبٌ بي,

Tan, Eun Sang'tan hoşlanıyor gibi duruyor. Bu yüzden endişeliyim. Hoşlanmak mı?
تـــــان معجبٌ كثيراً بـ أوون سـانغ وهذا يجعلني اشعر بالسوء

Senden hoşlanıyor çünkü.
أجل، إنّه لطيف لأنّه معجبٌ بكِ.

Duyarlılığına hayranım.
إنني معجبٌ برهافة حسّك لقد حركت مشاعري

Dostluk seviyenize hayran kaldım.
إنّني معجبٌ من مرحلة الصداقة التي وصلتم إليها

Başkan seni seviyor ama bu iş bitti.
الرئيس معجبٌ بك ولكن الأمر انتهى

Bu ocağı ben de sevdim.
.الآن , إنّ ... إنني معجبٌ ... إنني معجبٌ بذلك الموقد

Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
لكن ما أقصده أنك معجبٌ به، أليس كذلك؟

İkiniz iyi anlaşıyora benziyorsunuz ve senden hoşlandım.
انظر، يبدو أنّكما تتوافقات معاً وأنا معجبٌ بك

Medya ve teknoloji ile çalışmayı seviyorum çünkü, A) birbirimize aşinayiz ve sahip oldukları gücü seviyorum
أعشق العمل مع التكنولوجيا ووسائل الإعلام أولاً: لأنني مطلعٌ عليها، و معجبٌ بمدى قوتها.

Onu severim, ona güvenirim, sorumlu yapımcımdır ve programı o idare ediyor bu kadar basit.
وحاليًا, أنا معجبٌ بها, وأعتمد عليها, وهي المنتجة المنفذة, وهي تدير عرضي وذلك كل مافي الأمر.

Bir ilişki istemesen bile birinin senden hoşlandığını düşünmek her zaman güzeldir.
، حتّى لو لم تُرد علاقة . من الرائع دوماً أن تظنّ أنّ شخصاً ما معجبٌ بك

Bak, şu anda muhakeme gücüme ondan birazcık hoşlandığım için gölge düştüğünü sanıyorsun...
إنظر , اعلم انك تظن ان حكمى ضبابى لأنى معجبٌ بها قليلاً

Galiba gizli bir hayranın var.
حسنٌ، يبدو أ،ّ لديكِ معجبٌ سريّ

Hayır. Çocuklar ve hayvanlarla çalışmayı reddeden adam. hayranıyım.
كلاّ، بل رجلُ رفض العمل مع الأطفال والكلاب، أنا معجبٌ به

Tanrı şahidim olsun ki bu çılgın kaltak hoşuma gidiyor.
ليساعدني الرب، أنا معجبٌ بتلك العاهرة المجنونة!