Babam fazladan çalıştığı ve annem kendinde olmadığı için ipleri en iyi bildiğim şekilde elime almaya karar verdim. | Open Subtitles | بما أ، أبي كان منهمكاً في العمل و أمي محاطة بأهلها المزعجين قررت الإمساك بزمام الأمور على حسب معرفتي |
Tüm bilgim ve müdahalelerime rağmen, seni asla tamamen önceden, tahmin edemiyorum. | Open Subtitles | على الرغم من كل معرفتي وتطفلي لم أستطع يوماً التنبؤ بأفعالك كليةً |
Beni gerçekten tanımak istiyorsanız aslında kim olduğunuzu anlatmakla neden başlamıyorsunuz? | Open Subtitles | لذا اذا كنت بالفعل تريدين معرفتي لما لا تخبريني من تكونين |
Ama Peterson'ı tanıyorsam şayet, ...ilgi çekici bir şey olduğu kesin. | Open Subtitles | ولكن معرفتي ببيترسن، تؤكد من أنه لا بد أن يكون شيء رائع |
Ama ayrıldığını bilmek nasıl hissetiğimi farketmemi sağladı. | Open Subtitles | ولكن معرفتي بأمر رحيله جعلتني أدرك مشاعري نحوه |
Seni tanıdığım bunca yıl boyunca, hiçbir kavgadan kaçtığını görmedim. | Open Subtitles | روي، في كل سنيّ معرفتي بك، لم أرك تفر من معركة |
Hayatın boyunca, küçüklüğünden beri, seni tanıdığımdan beri her şeye cevabın hazır. | Open Subtitles | طيلة حياتك, وحتى في طفولتك, وطوال معرفتي بك, كان لديك الجواب دائماً. |
Ama yerel Kenya siyaseti hakkında memleketimin siyasetinden daha fazla şey bilmem bana tuhaf geldi. | TED | لكنني الأمر كان غريبا بالنسبة لي أن أعرف أكثر عن السياسة الكينية المحلية أكثر من معرفتي بسياسة بلدي. |
Açlığın ileri safhalarında gördüğüm bazı şeyler hakkında konuşmak istiyorum, özel sektörde elde ettiğim ekonomik ve ticari bilgimi ve deneyimimi kullanırken öğrendiğim bazı şeylerden. | TED | أريد أن أتحدث عن بعض الأمور التي رأيتها على الخطوط الأمامية للمجاعات، بعض الأمور التي تعلمتها بجلب معرفتي التجارية والاقتصادية وخبرتي من القطاع التجاري الخاص. |
Dinle, rahatsız olduğunu bildiğim halde onunla çıktığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمع، أنا آسفة لخروجي معه بالرغم من معرفتي أنّ هذا يضايقك. |
Tek bildiğim aynı evde kalan oda arkadaşımın beni rahatsız ettiği idi. | TED | مجرد معرفتي أن زملائي بالسكن موجودين بالمنزل كان يجعلني متوتر. |
O dönem Ebola hakkındaki tüm bilgim tıp okulunda okumuş olduğum bir sayfalık bir makaleden ibaretti. | TED | في هذا الوقت كل معرفتي عن إيبولا جاءت من مقال من صفحة واحدة قرأته في كلية الطب. |
17 yaşında bir çocuk için yasal olarak ya da yasa dışı silah satın almak, - benim bilgim ya da iznim olmadan - dehşete düşürecek kadar kolaydı. | TED | كان سهلًا بشكل مروع لفتى بعمر السابعة عشر أن يقوم بشراء أسلحة سواء بشكل قانوني أو غير قانوني، دون إذني أو معرفتي. |
İnan bana, Gerçekte, beni tanımak istemezsin. | Open Subtitles | ثقي بي لاتريدين معرفتي كما تعتقدين أنك تفعلين |
Bana haksızlık değil, dikkatinizi çekerim, ...ama tek suçu beni tanımak olan hayatımdaki insanlara haksızlık. | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً ليس فقط لي لكن إلى كل الناس الذين في حياتي التي كانت جريمتهم معرفتي. |
Şimdi, eğer Saddam yemi yutarsa, ki onu tanıyorsam yutacak... | Open Subtitles | إذا التقط صدام الطعم وحسب معرفتي له فإنه سيفعل |
Ayrıca yeğenimi tanıyorsam bu işten 50 bin almışsa kendini bir satıcının önünde bulması çok uzun sürmez. | Open Subtitles | وحسب معرفتي بإبن أختي إن أخذ الـ 50 ألف فلن يطول الوقت حتى تحطّ بين يديّ تاجر مخدّرات |
Gece çalışacağımı bilmek tüm günümü rezil etmeye yetiyor. | Open Subtitles | معرفتي بأن علي العمل ليلًا يفسد عليّ النهار بأكمله. |
Baba Neuville'i tanıdığım için bunu nasıl karşılayacağını biliyordum. Onu gizlice dinlemeye başladım. | Open Subtitles | من خلال معرفتي بنيوفيل الأب عرفت ماالذي سيفعله. |
Seni tanıdığımdan biliyorum, bir bayanın önünde anlatılmaması gereken bir şeydir. | Open Subtitles | من معرفتي بك، سيكون من غير اللائق ذكرها أمام سيّدة |
Onca yıl boyunca, bu kadarını bilmem gerektiğini mi düşündün? Bunu nasıl yapabildin? | Open Subtitles | كل تلك الأعوام لأنّكِ أسأتِ تقدير معرفتي للأمر؟ |
Vücudumu ve kemiklerimi, masadaki kalemimi, bilgimi, ruhumu, duvardaki tabloyu, odayı aydınlatan müziği, gözyaşlarını, korkuları, polen dolu havayı. | Open Subtitles | لحمي و عظامي، القلم على الطاولة، معرفتي, روحي اللوحة على الجدار، |
Sonic savunma kalkanları olduğunu bilmediğim için afedersiniz. | Open Subtitles | أعذروني لعدم معرفتي بوجود سلاح، حاجز صوتي |
Ama eğer okuyorsan ve para sana kaldıysa tüm olanlardan haberim olduğunu bil. | Open Subtitles | لكنك إذا فعلت وإذا المال قد وصل إليك إعلم بأنهُ مع معرفتي الكاملة لما حدث |
O sabah, Nicole bana Jessi'yi ne kadar tanıdığımı sormuştu. | Open Subtitles | ذلك الصباح نيكول كانت تسئلني عن مدى معرفتي بـ جيسي |
O kadar yorgunum ki, bunun mantıklı olup olmadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا متعب للغاية، لدرجة عدم معرفتي إذا كان هذا يبدو منطقياً |
Bu sektörde bir farklılık yaratacaksam, geçmişteki bilgilerimi kullanarak kıyafetleri nasıl değiştireceğimi bulmam gerekiyordu. | TED | وعلمت أنني لو كنت سأصنع أي تغير في هذه الصناعة، علي أن أستخدم معرفتي وعرفت فعلاً كيف أعدل هذه الملابس. |
Kanalizasyonları karımdan bile daha iyi tanırım. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه المجارير أكثر من معرفتي بزوجتي. |