- Bruce, inanamıyorum sana. - Yollarda olmayı seviyorum ben. | Open Subtitles | بروس , هذا غير معقول أنا , أنا أحب السفر |
İnanılır gibi değil, Başkan'ın ölümü yalnızca buzdağının görünen kısmı. | Open Subtitles | وعلى الرغم من كون الأمر غير معقول فموت الرئيسة لهو أمر بسيط وسط كل تلك الأمور الغامضة |
Eğer yeni şehirler hakkında hiç düşünmediyseniz, bu söylediğim size saçma gelebilir. | TED | ربما بدى لكم ذلك غير معقول اذا كنتم لم تفكرو من قبل بالمدن الجديدة. |
Hayır, olamaz. Çekip gidelim buradan. | Open Subtitles | لا ، هذا غير معقول لنخرج هذا اللعين من هنا |
Ve iblisleri bir hayat... Bile mümkün mü? | Open Subtitles | .. و حياة بدون مشعوذين هل هذا معقول حتى ؟ |
Ama bayan Sherman. Sarah. Bu çok mantıksız, öyle düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | ولكن, يا انسة شيرمان, سارة هذا غير معقول |
Hadi canım. Ben de restoran işindeyim. | Open Subtitles | غير معقول ، أنا أعمل في مجال المطاعم أيضاً |
Neden, dünyadaki mantıklı ve akla uygun herşey adına, sana yardımcı olayım? | Open Subtitles | لماذا، بغض النظر عن كل ما هو معقول وسليم فى العالم، سأساعدكم؟ |
Bize çıkışta güvenliğin eskort etmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | غير معقول لقد جعلوا الأمن يرافقنا لخارج الشركة |
Oskarım var ama seni tekrar aradığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | غير معقول أن لدي أوسكار وأعاود الاتصال بك، |
İnanılır gibi değil! | Open Subtitles | هذا غير معقول لا أصدق أنني أقول هذا |
Sana, inanılır gibi olmayanın ne olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | ساخبرك ما هو الغير معقول ، حسنا؟ |
Bunun saçma ve imkansız olduğunu söyleceksiniz ama öğretmenler dünyanın her yerinde bunu her gün yapıyorlar, 20, 40 ya da 70 öğrencilik sınıflarda. | TED | سوف تقول أن هذا غير معقول ومستحيل، ولكن هذا هو ما يفعله الأساتذة حول العالم يوميًا داخل فصول بها 20 أو 40 أو 70 طالب. |
Ve sen onu aşağıdaki demirciye götürüp..., ...onu bileğindeki şu saçma şeyden kurtaracaksın. | Open Subtitles | وأنت ستوصله أسفل إلى تيم، الحداد، وله أولئك الغير معقول بدع مزالة من أرساغه. |
Az önce tabelayı gördük. Marcott fazla uzak olamaz. | Open Subtitles | نحن عبرنا فقط الاشاره ماركوت مش معقول هتكون ابعد من كده |
Dertleri para olsaydı bu elması bize bırakmaları pek mümkün olmazdı. | Open Subtitles | لو أنهم يهتمون بالمال فغير معقول أن يعيدوها |
Evde bir yangın söndürücü bulundurmak mantıksız mı? | Open Subtitles | السّيدة تشاس، هو غير معقول لإمتلاك مطفأة حريق، |
Hadi ! Sanırım bunun bir anlamı olmalı. Şimdi de onunla mı yaşıyorsun ? | Open Subtitles | أوه، أحسب هذا يبدو معقول هو جعلك تعيش معه؟ |
Şerif'in temiz ve uygun fiyatlı bir otel tavsiye edeceğine eminim. | Open Subtitles | عندما أنتهي، سأحجز في فندق سآخذ نصيحة المأمور في مكان نظيف وبسعر معقول |
Bu delilik, dostum. Kırmızı ışık "dur" anlamına gelir. | Open Subtitles | أن هذا غير معقول ، يا رجل الضوء الأحمر يعني توقف |
- Neredesin be adam... | Open Subtitles | لو متواجد، التقط السماعة هذا عير معقول |
Anlamıyorum. Bir Goa'uld gemisinden insan çağrısı - çok anlamsız. - Katılıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم، اتصال بشري من سفينة الجواؤلد، هذا غير معقول |
Çok ses çıkarır ve bu da makul bir mazeret. | Open Subtitles | إنـّها آلة ذات صوت صاخب ، مما يُمهله عُذر معقول. |