Yemeğin yanında bir bardak şarap içtim memur hanım. | Open Subtitles | فقط كأس من النبيذ مع العشاء أيتها الشرطيه |
Bazıları Yemeğin yanında yeşillik de tercih ediyor. | Open Subtitles | يُفضّل البعض قليلاً من الأعشاب مع العشاء |
Yemeğin yanında şarap içmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | قلت في نفسي أنك تريدين النبيذ مع العشاء |
Ve Yemekle birlikte salata servis ederim. | Open Subtitles | وسوف اقدم السلطة مع العشاء. |
Muhtemelen yemekte bira içmeye son vereceğim Pardon. | Open Subtitles | على الأرجح سأمتنع عن شرب البيره مع العشاء ، آسف |
Hayır değil. Ama haftada bir kere akşam yemeğinde kırmızı şarap alırım, antioksidan etkisi için. | Open Subtitles | و أتناول كأس من الخمر الأحمر مع العشاء مرة بالأسبوع لأجل مقاومة التأكسد |
Yemekle başlayalım. | Open Subtitles | دعونا نبدأ مع العشاء. |
Malia'ya gitmek istiyorsan şey, evde seni ocakta Yemekle bekliyor. | Open Subtitles | ...(هل تريدُ أن تصلَ لـ(ماليا إنها في المنزل تنتظركَ مع العشاء في الفرن |
yemekte kahvaltılık sizin için epey mühim bir konu belli ki. | Open Subtitles | الفطور مع العشاء مشكلة كبيرة لكم |
Ama yemekte sadece bir bardak kırmızı şarap ana karargahın K 19 tayfasının eşsiz olduğunu söyleme şekli. | Open Subtitles | لكنّ لأننا الصّفوة ... كوب خمر أحمر مع العشاء ... هل هذه طريقة قيادة الاركان لاخبارنا ان طاقم كيه-19 ليسوا متساوين |
Çoğunlukla yemekte. | Open Subtitles | مع العشاء غالبًا. |
Ve akşam yemeğinde şarap içmeme izin veren hem de sadece 14 yaşında olmama rağmen ve... | Open Subtitles | حيث أشرب النبيذ مع العشاء مع أني بعمر الـ14 |
akşam yemeğinde içtiğim bira ağrı kesiciyle karıştığı için oldu. | Open Subtitles | أنها البيرة التي اتناولها مع العشاء ممزوجة مع مضادات الألم التي مازلتُ أتناولها |
akşam yemeğinde hiç şarap içmedim ya | Open Subtitles | أننى لم أشرب أي نبيذ مع العشاء الليلة؟ |