durumu idare etme şeklim beni mutlu etmişti. | Open Subtitles | أحسست نوعا من السرور بالطريقة التي تعاملت بها مع الوضع. |
Bende seninle bulunmaktan mutlu değilim, ama idare etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أحب التواجد هنا لأتعامل معك إلا إنني أتوافق مع الوضع |
Artık büyüdüm, idare edebilirim. | Open Subtitles | أنا ناضج الآن لذا يمكنني التعامل مع الوضع |
Eşim ve ben, bu durumu ele alışınızdan çok etkilendik. | Open Subtitles | أنا وزوجتي معجبان جداً بطريقتك في التعامل مع الوضع الحالي |
Şuan Suriye durumu ana güvenlik krizlerine dönüştüğü için bu konuda bazı problemler görüyoruz, ama geniş dönemde gerçek şu ki: Orta Doğudaki bütün sınırlar açıktı. | TED | حاليا نلاحظ بعض المشاكل مع الوضع السوري، مع تطور الوضع السوري إلى أزمة أمنية كبيرة، ولكن في الحقيقة لمدة كبيرة، كانت كل الحدود بالشرق الأوسط مفتوحة. |
Bu yeni duruma uyum sağlamışınız gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو ان الأمور تسير بخير مع الوضع الجديد |
Lütfen, şimdiki durumu idare et. | Open Subtitles | أرجوكِ، تعاملي مع الوضع في الوقت الراهن فحسب. |
Yani bebek geliyor ve durumu idare etmemiz lazım. | Open Subtitles | لذا الطفلة ستولد ويتحتّم أن نتكيّف مع الوضع. |
durumu pek düzgün idare edemediğimi söylemek gayet makul olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه من العدل أن أقول أني لم أتعامل مع الوضع جيدا |
Buradaki durumu olabilecek en iyi şekilde idare ettiğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انني تعاملت مع الوضع هنا كـ أي شخص اخر كم عدد الرومان الذين قتلوا في هذا التمرد؟ |
Bu durumu idare edebilmek için ne kadar agresif olacağımız konusunda Kyle'la aynı fikirde değiliz. | Open Subtitles | لم أتحدث مع كايل حول كيفية التعامل مع الوضع العدواني |
- Başım birazcık zonkluyor, ama idare ederim. | Open Subtitles | رأسى تدور قليلا لكننى سأتأقلم مع الوضع |
Julie bayağı iyi idare ediyor. | Open Subtitles | يبدو ان جولي تتعامل مع الوضع بشكل جيد |
durumu ona açıklasanız durumu kavrayamaz mı? | Open Subtitles | أليس من الممكن أن يتجاوب مع الوضع إذا قمت أنت بشرحه له ؟ |
Ya bu durumu kabul edersin ya da hayatımdan çıkar gidersin. | Open Subtitles | إذا لديك خياران اما ان تتعايش مع الوضع او تخرج من حياتي |
Ve kayda girsin diye söylüyorum, bilmenizi isterim ki içinde bulunduğunuz durumu anlıyorum. | Open Subtitles | وللعلم فقط، أود القول بأنّى متعاطف مع الوضع الذى أنتُم فيه |
durumu nasıl çözeceğimize karar vermek bize kaldı. | Open Subtitles | يعود الأمر لنا لنقرر كيف نتعامل مع الوضع |
duruma uyum sağlamak için hazır olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكونوا مستعدين للتكيّف مع الوضع |
Tasha, sadece yeni duruma uyum sağlıyor tamam mı? | Open Subtitles | (تاشا) إنه يحاول التأقلم مع الوضع الجديد |