Çok cazip bir teklif ama siz yokken evraklarla uğraşacağım. | Open Subtitles | مغري كما هو، سأقوم بعمل مكتبى بكلّ الوقت حتى تذهِب |
Bugün GD'de test edeceğimiz şu süper-çarpıştırıcı da çok cazip geliyor. | Open Subtitles | يبدو مغري جدا نحن نختبر هذا المصادم الجديد في غلوبال اليوم |
çekici bir teklif, ama mallarımı piyasadaki herhangi biri alabilir. | Open Subtitles | انه عرض مغري.. ولكن بضاعتي متاحه مجاناً للجميع كل يوم.. |
Aklımca cinsel özgürlüğünü kazanmış bir erkek çok çekici geliyor ama normalde bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أمر مغري أن تكون مستقل جنسيا عن الرجل ولكن في الواقع انها تثير اشمئزازي |
Ne kadar cezbedici olsa da, sorumluluk denen şeylerim var. | Open Subtitles | مع أن هذا مغري للغاية ، لدي حقيقة هذا الشيء الذي يدعى مسؤوليات |
Ne kadar cezbedici olsa da, bunları söyletenin büyü olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و لو أنه أمر مغري للغاية لكنني أعلم أن هذا بسبب التعويذة |
Baştan çıkarıcı. Ama burada kalıyoruz. | Open Subtitles | هممم, مغري لكني اعتقد اننا سوف نلتزم بهذا |
Yine de, buradaki her şeyden vazgeçme ve Kaliforniya'da her şeye yeniden başlama fikri, o kadar cazip ve heyecan verici geliyor ki. | Open Subtitles | ومع هذا الفكر ترك كلّ شيء هنا وجديد بادئة في كاليفورنيا، هو مغري ومبهج جدا. |
Evet, kulağa çok cazip geliyor... ama yabancı yatırımcılarla yapılacak toplantı için kullanılacak finansal modelleri... güncellemek için Berenson'ın bana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أجل.. هذا عرض مغري جداً ولكن بارنسون يريدني أن أجدد هذه النماذج المالية |
Evet, kulağa çok cazip geliyor... ama yabancı yatırımcılarla yapılacak toplantı için kullanılacak finansal modelleri... güncellemek için Berenson'ın bana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أجل.. هذا عرض مغري جداً ولكن بارنسون يريدني أن أجدد هذه النماذج المالية |
Çok cazip, ama kocamı bulmalıyım ve eve götürmeliyim. | Open Subtitles | .. هذا مغري ، ولكنني أريد إيجاد زوجي وإعادته للمنزل |
İlgi çekici bir öneri ama karşılık olarak ne istiyoruz? | Open Subtitles | عرض مغري ولكن ما الذي تريده السيّدة بالمقابل ؟ |
Sanırım muhalefet etmek ona çok çekici gelmiştir. | Open Subtitles | حسناً أعتقد بأن هذا مغري جداً لأن تقاومه |
Şey, tabi, yani, orası çok çekici geliyor. | Open Subtitles | حسنا , بالتأكيد , اقصد انه ربما هذا شيء مغري |
Ne kadar çekici olduğunu biliyorum ama Yaz'ın içinde gereğinden fazla kalırsan, insan olmayı unutursun. | Open Subtitles | أعلم أن هذا مغري لكن إن بقيت داخل جسد الذئب لفترة طويلة، ستنسى شعور كونك بشري |
Evet. Kulağa çok cezbedici gelse de, korkarım ben reddetmek zorundayım. | Open Subtitles | Uh، حَسناً، مغري كذلك الأصوات، أَنا خائفُ أنا يَجِبُ أَنْ أَهْبطَ. |
Bu cezbedici, ama... Bunu yapamam, Lucius. | Open Subtitles | حسنا هذا مغري, لكن أنا خائف أني لا أستطيع لوشيوس. |
cezbedici olduğunu farkındayım ama aga-nigi yok... | Open Subtitles | أعلم أنه مغري ولكن لا حركات قردية الليلة |
Ama şöhret ve onun cazibesi... oldukça Baştan çıkarıcı, değil mi? | Open Subtitles | لكنالمشاهيروبريقهم.. مغري للغاية ، أليس كذلك ؟ |
evet... çünki oldukça "seksi" görünüyorsun... nasıl derler? | Open Subtitles | نعم لانك تبدو خارق اليوم ماذا تسمونة جذاب فاتن مغري |
Bunun gurur duyulacak birşey olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن ذلك مغري. ولا يوجد شيء خاطئ بذلك. |
oh, şey. çok ikna edici güzel bir fikir-- | Open Subtitles | هذا مغري للغاية، إنها فكرة رائعة |
Gururum derinden okşandı, evlat, ama benim ilk ve tek aşkım denizdir. | Open Subtitles | أنا مغري بعمق, بني لكن حبي الأول والوحيد هو البحر |
Evet bu dünyada kalıp ölmek Kışkırtıcı geliyor. | Open Subtitles | نعم، إنه مغري أن نبقى في هذا العالم ونموت فيه |
Yalnızca gizlice yapılan baştan çıkartıcı bir etkinliği kaçırdıklarını düşünmelerini sağlayacağız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نستحضر فكرة أن معظمنا نفتقد لشيء جداً مغري , والذي يمكن فقط أن يتم في الخفاء |