"مغزى" - Traduction Arabe en Turc

    • anlamı
        
    • amacı
        
    • anlam
        
    • demek
        
    • manası
        
    • önemli
        
    • anlamını
        
    • amacını
        
    • faydası
        
    • mantıklı
        
    • ana fikri
        
    • Amaç
        
    • amacım
        
    • anlamlı ve tatmin edici
        
    Ama gücü olmadan bunun bir anlamı yoktu. Ölse de fark etmezdi. Open Subtitles لكن من دون أيّ نفوذ كان بلا مغزى كان و كأنّه ميّت
    Bunu daha fazla ertelemenin artık bir anlamı yok sanırım. Open Subtitles أعتقد أنه ليس هناك مغزى من اعتمار هذه بعد الآن.
    İlk başta, bu çok sezgisel olmayan bir şeydi, ama onların bakış açısından, bir çok anlamı var. TED في البداية، كان شيئا غير بديهي لكن عندما تفكر بالأمر من وجهة نظرهم، فالأمر واضح وذا مغزى
    Ve bence Improv Everywhere'in amacı biraz da bu. TED وأظن أن هذا هو نوعا ما مغزى إمبروف أفريوير.
    Ünlü psikolog Martin Seligman'e göre anlam, kendinin ötesinde ki bir şeye hizmet etmekten ve ait olmaktan ve içindeki en iyiyi geliştirmekten geliyor. TED عالم النفس الشهير مارتن سيليغمان يقول مغزى الحياة يأتي من الأنتماء لشيءٍ وخدمة شيءٍ غير نفسك ومن تطوير أفضل ما لديك.
    İşin insan eti ile olduğu için, ne demek istediğimi anlamışsındır. Open Subtitles عندما تتعاملون يا رفاق مع الأعضاء البشرية قد ستعرفون مغزى كلامي.
    Yani istediği başka bir şey yoksa, yaşamanın ne manası var? Open Subtitles ولو أنه لا يوجد المزيد من الأشياء نريدها ما مغزى الحياة؟
    Resim, resimdeki her şeyin anlamlı ve önemli olduğu görsel bir dildir. TED الرسم هو لغة مرئية حيث كل شيء في الرسم له مغزى وأهميّة
    Artık vücudunun her yerinin benim için ayrı bir anlamı var. Open Subtitles الآن كلّ جزء من جسدكِ له مغزى جديد بالنسبة لي.
    İletişim sistemini yeniden kurmak sembolik anlamı yüksek anahtar bir görevdi. Open Subtitles كان إعادة بناء نظام الاتصالات هدف رئيسي ، وذو مغزى رمزي مهم.
    Eski arkadaşlarımla konuşmamın bir anlamı yok. Open Subtitles ليس هنالك مغزى مِن التحدّث مع صديقاتي السابقات.
    Bunun için bir sebebim olduğunu hissedebilsem, bir anlamı olsa işte bu, beni iyi hissettirirdi. Open Subtitles ما سيجعلني أشعر بتحسن لو أنني وجدت سبباً لكل هذا لو أن هناك مغزى
    Gizli sevgili partisine gizli sevgili olmadan gitmenin anlamı ne? Open Subtitles ما مغزى أن تكون سراَ لم نخوض علاقة حب سرية ؟
    Hala seninle konuşacaksa, senden ayrılmasının anlamı ne? Open Subtitles ما مغزى هجرها لك إذا كانت تريد الكلام معك؟
    Hiçbir amacı yok ve bir amacı olmasına gerek de yok. Bir nedene ihtiyacımız yok. TED والذي يتمثل فقط في أنه لا يوجد مغزى وأنه لا يجب أن يوجد مغزى. لا نحتاج لسبب.
    Sonra bu aktörler ve aktrisler aslında repliklerini yerden alır. Bu yüzden bu tür işaret sistemleri ortaya çıktı ve anlam kazanmaya başladı. TED وعندها وجدت الممثلين والممثلات يقرأون جمل أدوارهم من الأرض وعندها تبين أن هذا النوع من الإشارات بدأ يصبح ذو مغزى
    demek istediğim, küçük dansları sayesinde dünyanın devam ettiğini nasıl anlayabilirler ki? Open Subtitles مغزى طقوس الحب المتبادل كيف لهم أن يدركوا أنهم برقصهم المتواضع هذا، يحيا العالم؟
    Bence bu merasimi karartmaktan başka bir şey değil yani, bunu uzatmanın bir manası yok. Open Subtitles أعتقد بأنه ماحدث ألقى بظلاله على اجراءتنا لذا لا أرى أي مغزى لبقاءنا مطولاً
    TK: Kırmızı yıldızlar, Şikago târihindeki önemli olayları temsil eder. TED تيد: الأنجم الحمراء ترمز إلى أحداث ذات مغزى في تاريخ شيكاغو.
    Önceden hayatın anlamını bildiğimi sanıyordum ama şimdi hiçbir fikrim yok. Open Subtitles كنت أعتقد أنني أعرف مغزى الحياة ولكن ليس لدي أدنى فكرة
    Ama elinde bazı çözüm yolları olmadığı müddetçe bu konuşmanın asıl amacını anlayamıyorum. Open Subtitles ولكن إذا لم يكن لديك حل فأنا لا أفهم مغزى هذا الحوار
    Bu durumda görev bölüşmenin bir faydası olmaz. Open Subtitles لم يعد هناك أي مغزى من امتلاك صفين للقتال الآن.
    Düşünüyorum da satıcıya mantıklı bir teklifle gidersin, Open Subtitles كنتُ أفكر تجعلين المشتري يحصل على شيء ذو مغزى من السؤال
    Belki bu hikâyenin ana fikri güçlü olanların da en az güçsüz olanlar kadar berbat olduğudur ve bir insanın yapabileceği en kötü şey kendisine ait gücü Open Subtitles ربما يكون مغزى القِصَة أنَ أولئكَ الذينَ في السُلطَة فاسدينَ بقدرِ الذينَ ليسوا فيها و أسوَء شيء يقوم بهِ أي أحَد هوَ أن يتخلى عَن سُلطتهِ أو سُلطتها
    Ve ben kendimi yeni bir Amaç içerisinde görmeye başladım -- çıkıştaki yaşlı adam olarak değil, ileriye doğru oynayacak bir rolü olan biri olarak. TED وبدأت أرى مغزى جديد لحياتي، لست ذلك الرجل الذي قارب على نهاية عمره، إنما الرجل الذي ما زالت لديه رسالة يؤديها.
    Benim gibi ihtiyarlar bir şey söylemek istemezler. Bir amacım yok. Open Subtitles المسنون مثلي لا يزعجون أنفسهم بذلك لا يوجد مغزى
    İş: anlamlı ve tatmin edici çalışmaların içinde olmak. TED والعمل : يعني الانخراط بمهام مرضية وذات مغزى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus