"مفاجيء" - Traduction Arabe en Turc

• sürpriz
• şaşırtıcı
• aniden
• ani
• birden
• beklenmedik
• şaşırtıcıydı

Hayır, hemencecik yakmalı, sürpriz olmalı.
لا، يجب أن يحصل هذا على الفور بشكل مفاجيء

Tarihi eserlerimizden birisinin sürpriz bir şekilde canlanması şaşırtıcıydı, fakat amacıyla kıyaslanınca o kadar da şaşırtmıyor.
واحدة من قطعنا الأثريه عادت للحياه بشكل مفاجيء ولكن هذا يتضاءل مقارنة مع الغايه

Bu yarışmayı yürütürken öğrendiğim en şaşırtıcı şey, şu anda bazı bilim adamlarının doğrudan dansçılarla çalışıyor olmasıdır.
اكثر شيء مفاجيء تعلمته خلال اداره تلك المسابقه انه الان يوجد علماء يعملون مع الراقصين بشكل مباشر لشرح ابحاثهم.

Daha da şaşırtıcı olan, yeni bir çalışma gözlerimizdeki ışık alıcılarının dolaşım sistemimizde rolü olduğunu buldu.
وعلى نحو مفاجيء أكثر، أظهرت دراسة حديثة أن مستقبلات الضوء التي في أعيننا تلعب دورًا أيضًا في أوعيتنا الدموية.

Havlunu sermeye çalışırken aniden rüzgar artıverir yüzüne havluyu yersin.
حاول أن تنزل المنشفة, هبوب ريح مفاجيء المنشفة في الوجه

Bianca, bu çok ani, yani gelinlik falan da mı istemiyorsun?
آآآ, بيانكا, هذا مفاجيء جداً أنا أقصد, ألست تحتاجين إلى رداء أو شيء من هذا القبيل؟

Ve birden bir sonraki sabah 9:27 de biteceğini nasıl bittiği?
33 صباح يوم الثلاثاء، ثمّ إنتهى بشكل مفاجيء في 9: 27 صباح اليوم التالي

Ve beklenmedik bir ölüm, ziyaretimize gölge düşürür.
وموت مفاجيء سيلقي بغطاء رقيق علي مقابلتنا

sürpriz yapıp gelmek ister misin diye merak etmiştim.
في هذه الظهيرة لقد كنت اتساءل اذا كنتي تريدين ان تأتي لتقومي بظهور مفاجيء

sürpriz şova ilk olarak Arlene's'de başlamışlardı.
آخر مر كان عندهم عرض مفاجيء كان في ارلن بدأ هنا

Evet, durumun göz önüne alındığında bu çokta sürpriz sayılmaz, hem endişe hem de depresyonu sürekli artan bir şekilde yaşamışsın.
انه بالتأكيد أمر غير مفاجيء بالنظر لوضعِك سوف تزداد مستويات احساسك بالقلق والاكتئاب

Haklısın. Olduğu zaman sürpriz oluyor. Ne kadar sonra olursa olsun.
وأنتِ محقة، إنه مفاجيء عندما يحدث مهما مر من الوقت

{\1c00FFFF}Ama senin için sürpriz bir parti plânlıyorlar.
لكنهم يحضرون حفل مفاجيء من أجلك

Biraz daha hızlı sarmak ve sürpriz bir tanığı çağırmak isterim.
أريد ان أتقدم و أنادي على شاهد مفاجيء

Gerçekten de şaşırtıcı derecede zor olan benim için bir Fiji filmini görmektir.
لكنه من الصعوبة لي وبشكل مفاجيء أن أرى فيلما يتحدث عن فيجي.

On yıllar süren uysal yaşamın düşmanımızı kısırlaştırması bu kadar şaşırtıcı mı?
- هل هذا مفاجيء أن تكون الحياة الناعمة جعلت أعداءنا حيوانات مخصية؟

Hindistan cevizi ve frenk soğanı birlikte şaşırtıcı derecede iyi.
جوزة الطيب والثوم المعمر رائعان معا بشكل مفاجيء

Bir son dakika evliliği, şüpheli bir intihar yeminli ifadelerin aniden değişmesi.
زواج في اللحظة الأخيرة، انتحار مزعوم، تراجع مفاجيء عن شهادات تحت القسم.

Kritik kitleye ulaştığımızda, katılım aniden ivme kazanır.
حتى يصل درجة معينة، عندها سيكون التأثير شائعا بشكل مفاجيء.

Seni istiyor olmam olasılığının bu kadar düşük olması, aniden dikkatimi çekti.
إنه كان يجب على ملاحقتك بشكل مفاجيء يضربني كإرتفاع غير محتمل.

Burada gördüğümüz parçacıkların ani bir patlama ile hiçbir yerden kabarcık odasının sıvısına girmesi.
ما تراه هنا هو إنفجار مفاجيء للجسيمات من اللاشيء في سائل من غرفة فقاعات

- Nadir olarak E.B. hapları kullanan erkeklerde ani görüş ve işitme kaybı yaşandığı gözlenmiştir.
وفي حالات نادره الرجال الذين يأخذون حبوب إي دي ابلغوا عن انخفاض مفاجيء للرؤية

İkiniz oldukça farklı duruyorsunuz. Şimdi birden nişanlandınız mı?
كنتما شخصين مختلفين تماماً والآن وبشكل مفاجيء أنتما مرتبطان؟

Belki de warp çekirdeğinizde beklenmedik bir sorun çıkmış ve aniden gemiyi Klingon uzayının sınırında mahsur bırakmış olabilir.
لا أتوقع حدوث عطل مفاجيء في محركات المركبة أثناء تواجدنا في وسط الأجواء المعادية بالفضاء

O kısım çok şaşırtıcıydı ama babamı çıkarmama yardım etmenden bahsediyordum.
هذا الجزء كان مفاجيء للغايه, لكني أتحدث عن كيفية مساعدتك لأبي